Gönderi

padişahlar gibi üzülmek :D
...onlar seyrediyordu somurtup; ve onları güldürmeyi beceremeyen her canlının kellesi vuruluyordu cellatlarca ve vurula vurula her yer kelle doluyordu sonunda ve padişah artık yoruluyordu kelle vurdurmaktan ve yaşlanıyordu yomla yomla; bu sırada prenses de ağlıyordu sürekli, vurulan kellelerin kanlar içinde yuvarlanışına değil yüzünün çirkinliğine ağlıyordu ve gözyaşı şişeleri her gün ağzına kadar doldurulup kocaman küplere boşaltılıyordu; artık sarayın mahzenlerinde yüzlerce küp vardı böyle ve hepsi de dolmuştu; ve gözyaşı işiyle uğraşan kalabalık bir hizmetkâr ordusu artık ne yapacağını şaşırmış, kara kara düşünüyordu; derken içlerinden biri çıkıp huzuruna padişahın, prensesin gözyaşlarını koyacak küp kalmadı ulu sultanım, küpleri acaba şu irmaklara boşaltıverelim gitsin mi, diye soruyordu; ona padişah değil cellatlar yanıt veriyordu tabii baltalarıyla ve ülkede hızla küp yapımına girişiliyordu; sonra padişah padişahlar gibi üzülüyordu bütün bu olup bitenlere ve gidip gidip kendini cariyelerin ateşine atıyordu.
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.