Gönderi

Mayın tarlasında
Ani'de hafriyatta çalışan işçilere sorduk, gidilirmiş. Ama siz gidemezsiniz dediler, tarlalarda yolu bulmanız zor. Hem jandarma salmaz, maazallah mayınlı araziye düşersiniz. Sessiz geçilen konu başka tabii - define arayacaksanız bizi görmeden sakın gitmeyin! Ertesi sabah hava agarmadan Kars'tan yola çıktık. Google Earth'ten araziyi etüt etmişiz, tarlaların içinden giden traktör izi belli. Bu saatte asker olmaz, meraklı rehberlerimiz de daha kalkmamıştır. Yakalanmayız. Horomots Manastırı, Ani'nin beş altı kilometre kuzeyinde, tam sınırın üzerinde, askeri bölgedeymiş. Doksan seneden beri bir Allahın kulunun görmesine izin vermemişler. Daha önce Sibel'le normal yoldan gitmeyi denemiş, ama karakolu aşamamıştık. Bu sefer üç kişiyiz. Serdar Kaya'yla internette tanışmışım, kafamız uyuşmuş, yürü gidelim demişiz. Arsen'i de yanımıza almışız. Gün ağarırken toprak yola girdik, güneş doğmadan kanyonun kenarına vardık.⁷⁹ Yarabbi nasıl bir ihtişam! Uçsuz bucaksız Kars yaylası içinde gözden saklı bir vadi. Arpaçay burada tam bir büklüm yapmış, dünyadan kopuk bir ada oluşturmuş. Tepenin üstünde onuncu yüzyıldan kalma heybetli bir yapı kompleksi: yıkılmış, ama çan kulesi ile kubbelerin bir kısmı duruyor. Aşağıda, zümrüt misali bir düzlükte kırmızı taştan üç tane kilise. Etrafta insan kirliliği yok: ne tarla, ne çöp, ne elektrik direği, ne araba izi. Kuşlar gün doğumu coşkusunda, Uzaktan tek tük köpek havlaması geliyor, belli ki Ermenistan tarafındalar. Güzelliğin fazlasından nara atmak istediğin anlar vardır, işte öyle bir an. Manastıra yürüdük. Muazzam bir esermiş belli ki, detayları cüretkar, avam değil kral işi. 1948'de asker topa tutup yıkmış. Etrafı delik deşik, defineci çukuru. Ana kiliseye bitişik türbenin Ermenice yazıtını okuyabildim: "Kutlu Khatun, anası Ruzukan ile babası anısına, sene 1215."⁸⁰ What? Aşağı kiliselere inen patikanın başına paslı bir tel çekmişler, "dikkat mayın girilmez" tabelası var. Kulak asmadık geçtik. O güzelliğin içinde kendini galiba yenilmez hissediyorsun. Bir de o vandalizmi yapanların sözünü dinlemek onuruna dokunuyor. Gene de ne olur ne olmaz, ben önden yürüyeceğim dedim. Patlayacak olursam siz devam etmeyin, geri dönün. İndik. Çayırda epey dolaştık. Dere kenarında oturup piknik yaptık. Karşısı kırk metre ya var ya yok, mayomuz olsa Ermenistan'da bir tur atıp dönmek işten değil. "Ermeni yazarla oğlu Ermenistan'a kaçarken mayına basıp öldü," diye hayali gazete manşetleri üretip eğlendik, Sabahattin Ali'yi andık. Bundan iki gün önce Tarafta meșhur "Gençliğe Hitabe" yazım çıkmış, yüzlerce tehdit maili almışım. Anlatamazsın da kimseye, amacımız turistik geziydi başka bir şey yok diye. Dönüşte köylüler gördü. Nereden geldiğimizi duyunca benizleri attı. Mayınlı alan orası, siz deli misiniz? "Zannetmem," dedim, "mayın filan yoktur, definecileri ürkütmek için yazmışlar öyle." Kafa salladılar. Her birinin beşer-onar hayvanı telef olmuş mayın yüzünden. Oradaki çukurları görmediniz mi? Görmüştük aslında ama defineci çukurudur diye önemsememiştik. Düşününce, tabii, düz otlakta neden o kadar çok çukur açsınlar?
Sayfa 291 - Liberus Kitap / IV. SON ZAMANLAR / 79. Google Earth'te 40° 31' 36" kuzey, 43° 37' 51" doğu. Bakmadan coğrafyayı anlamak zor. 80. Ayrıntılı bilgi ve resimler için bkz. http://www.virtualani.org/horomos/index2.htm.Kitabı okudu
105 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.