Walter Benjamin film kamerasının "optik bilinçdışı"nda olanı
erişilebilir kıldığını söylemişti: "Yakın çekimde mekan genleşir,
yavaş gösterimdeyse zaman . ... Bu da kameraya hitap eden do-
ğanın göze hitap edenden farklı olduğunu somut bir şekilde gös-
terir. Bu fark da her şeyden önce bilinçli bir insan tarafından
yoğrulan mekanın yerini bilinçsiz olarak yoğrulan bir mekanın
almasındadır . ... Çakmağa ya da kaşığa hiç düşünmeden elimizi
atmayı biliriz, ama metal ile el arasında aslında neler olup bittiği
ve hele bunun içinde bulunduğumuz çeşitli ruh durumlarıyla na-
sıl değiştiği hakkında hemen hiçbir bilgimiz yoktur. İşte bu noktada kamera yardımcı araçlarıyla, dalış ve yükselişleriyle, kesinti
ve yalıtmalarla, süreci yavaşlatma ya da hızlandırmayla, büyütme ve küçültmeyle devreye girer. Optik bilinçdışından ancak kamera sayesinde haberdar oluruz, tıpkı dürtüsel bilinçdışından psikanaliz sayesinde haberdar olduğumuz gibi."
Big Data ile film kamerası arasında benzerlik kurulabilir. Böyle-
likle veri madenciliği dijital büyüteç olarak görev yaparak insan
eylemlerini büyütecek ve bilinçle yoğrulmuş eylem alanının ardında bilinçsiz olarak yoğrulan bir eylem alanını erişilir kılacak-
tır. Big Data'nın mikrofiziği bilincin dışında yer alan actomları, yani mikro-eylemleri görünür hale getirecektir. Aynca Big Data kişinin birey olarak farkına varmadığı kolektif eylem örüntülerini de açığa çıkarabilir. Böylelikle de kolektif bilinçaltı erişilebilir hale gelecektir. "Optik bilinçdışı"na benzer olarak mikrofizik ya da mikropsişik ilişki ağına dijital bilinçdışı denebilir. Bu durumda dijital psikopolitika kitlelerin davranışına bilincin ulaşamadığı bir düzeyde hakim olabilecektir.