Gönderi

ÇİKOLATA'NIN bitter gibi ACI HİKAYESİ
Aztekler, kakao ağaçlarından topladıkları meyvelerin tohumlarını, mısır unu ve acı biberle iyice karıştırıp dövüyorlardı. Daha sonra bu karışımın üzerine su ekleyip elde ettikleri köpüklü içeceğe de "acılı su" (Xocoliatl) adını vermişlerdi. Coğrafi keşiflerden (1492) sonra birçok insan gemilerini bu gizemli topraklara doğru sürmeye karar vermişti. Bunlardan birisi de Hernan Cortes adlı İspanyol denizciydi. Kendisi ve 550 kişiden oluşan mürettebatı 1519 yılında Azteklerin yaşadığı topraklara ilk kez ayak bastığında hiç ummadıkları şekilde karşılanmışlardı. Kutsal konuklarını sarayında en iyi şekilde ağırlayan kral, tüm konuklarına kendileri için kutsal olan "acılı su" ikram etmişti. İspanyollar daha önce hiç içmedikleri bu sıvının tadını beğenmiş olsalar da asıl ilgilerini çeken bu sıvının içine döküldüğü altından yapılmış kaplar olmuştu. Görünen o ki Avrupalıların çok az bir miktarı için bile birbirini katlettikleri altın, Aztekler için sıradan işlerde kullanılan önemsiz bir madendi. Kalpleri sadece altın için atan bu insanlar Cortes'in emriyle korumaları öldürerek, kralı kendi sarayında esir almışlardı. Ellerinde silah olarak sadece odun ve taş taşıyan korumaları metalin ölümcül soğukluğu ile buluşturmak çok kolay olmuştu. Esareti altındaki krala istediği her şeyi yaptıran Cortes, çevirdiği türlü entrikalar sonucunda sadece 4 yılın sonunda tüm imparatorluktan geriye onbinlerce ölü beden ve taş kalıntılar bırakacaktı. Yöntemi bir kez öğrenmiş olan İspanyolların katliamı ne yazık ki durmadı. Cortes'ten sadece 10 yıl sonra İspanyol komutan Francisco Pizarro, Azteklerin bile bilmediği, Amerika'nın güneyinde topraklara gitti. Emrinde sadece 168 asker bulunan Pizarro, Cortes'in taktiğini birebir uygulayarak insanlık tarihinin en önemli medeniyetlerinden biri olan İnka İmparatorluğu'nu sadece birkaç yılda ortadan kaldırdı. Bu katliamın insanlık tarihi üzerinde çok büyük etkileri olacaktı. Bunlardan birinin adı da "Çikolata"ydı (Xocoliatl) İspanyaya dönen gemiler içerisinde belki de en önemsiz olanı kakao çekirdekleriydi. Cinsel gücü arttırıcı kakao çekirdekleri, İspanyol kraliyet ailesinde ve soylular arasında çok fazla ilgi görmüştü. Soylular daha rahat içebilsin diye zamanla kakao sıvısına şeker ve tatlandırıcı eklenmişti. 1800'lü yıllarda bir Hollandalının (Coenraad van Houten) kakao makinesini icat etmesi ve ilerleyen zamanlarda İsviçreli Daniel Peter'in kakao tozlarıyla sütü karıştırmayı akıl etmesiyle, çikolata bugünkü yapısına benzer bir forma ulaşmayı başarmıştı.
Sayfa 134 - Elma YayıneviKitabı okudu
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.