En büyük kusurumun ne olduğunu biliyor musunuz?, diye sordu, bütün yaşamım boyunca, her şeye karşı tamamen umursamaz olmayı beceremeyişim, hep şu ya da bunu dert ettim (…)
Dert edinerek dert sahibi olmak hemide bu çağda her şeyin sabun köpüğü gibi var olup hemencecik yok olduğu tüketim çağının düşünce kalıplarıyla. Bugün neye dertlenildiğinin yarın hemen unutulduğu bir devirde.
Aslında her çağın kendine özgü bir dert yapısı var. İçinde bulunduğumuz çağa torpil yapmamak gerekir :) Roma İmparatorluğu zamanında köleleri, Ortaçağ'da çiftçileri, zanaatkârları dinleseniz kim bilir neler anlatır, nelerden dertlenirlerdi :)