Gönderi

Cenâb-ı Hakkʼın bütün varlıkların fıtratına koyduğu farklı farklı husûsiyetler, kâinat kitabında gönül gözüyle okunması gereken kevnî âyetlerdendir. Hakîkaten Cenâb-ı Hak her canlıya hayatını idâme ettireceği çevre ve şartlara uygun sûrette “sükûnet veya vahşet”, “uysallık veya yırtıcılık” gibi sayısız husûsiyetler vermiştir. Şüphesiz bu vaziyet, Cenâb-ı Hakkʼın ilim ve yaratmadaki sonsuz kudret ve azametinin muhteşem birer tezâhürüdür. Meselâ kurt vahşî, koyun mûnis, deve dayanıklı, kelebek nahif, karga bed sesli, bülbül hoş sesli, kaktüs sert, gül nârin vs… İlâhî imtihana tâbî olmayan hayvanat, nebâtat ve cemâdat, kendilerine yaratılıştan verilmiş olan sevk-i tabiîlerle, yine kendilerine çizilmiş olan kader programını harfiyen tatbik ederler. Bunun mahlûkat içindeki istisnâsı ise, ilâhî imtihana tâbî olan “cinler ve insanlar”dır. İnsan -ilâhî imtihan hikmetine binâen- fıtratına “fücur ve takvâ” temâyülleri ilhâm edilmiş olarak bu fânî cihan mektebine gönderilmiştir. Fücûru bertaraf edip takvâda mesafe alabilmekle mükelleftir. Zira bunu başardığı nisbette Rabbinin rızâsına nâil olacak, bunun aksine günahlara dalarak takvâdan uzaklaştığı nisbette de ilâhî gazaba dûçâr olacaktır. Rabbimiz, fıtratımızda bulunan bütün husûsiyetleri râzı olduğu şekilde terbiye edebilmeyi, nefsâniyeti bertaraf edip rûhâniyeti inkişâf ettirebilmeyi, cümlemize nasîb eylesin. osmannuritopbas.com/14-mart-2022.html
·
452 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.