Gönderi

BOŞ KONUŞAN GEVEZE
"En büyük hazzı bir kürsünün, bir tribünün yukarısından konuşmakta bulan bir geveze için, Robinson'un adasında deli olma tehlikesinin çok büyük olduğu söz götürmez." (Sayfa 73)
Paris Sıkıntısı
Paris Sıkıntısı
Charles Baudelaire
Charles Baudelaire
~KENDİMCE~ Hayat boyu birçok farklı tipte, karakterde insanla karşılaşırız. Siyah renkte, sarı renkte cildi olanlar ya da asabi, uysal, rahatına düşkün olanlar... Benim için en itici olan tiplerden birisi; çok konuşanlardır. Sürekli anlatacak bir şey bulurlar. Bildikleri ya da bilmedikleri konularda elbet bir yorum yaparlar. Tabi ki kendini yetiştirmiş, bilgili insanlarda da çok konuşanlar vardır. Ancak onlar, bahsetmek istediğim boş konuşanlar kadar rahatsız edici değillerdir. Bu çok konuşan, boş konuşan kişiler sürekli kendilerinin dinlenmesini isterler. Başkasının konuşmasını istemezler. Başka birinin konuşmasını dinlemezler, dinlemek istemezler. Her şeyden bilgileri vardır ve yanlış bilmezler. Hep doğru bilirler, doğru konuşurlar. Yanlışlıklarını kabul etmezler. Böyle karakterdedirler. Bir atasözümüz var; “Çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz.” İşte bu çok konuşan, boş konuşan insanlar, söylediklerinin arasında yalan sözleri de sıkıştırırlar. Hatta bu yalanlara kendilerini inandırırlar ve bu yalanı savunurlar. Hep ön planda olmak isterler. Sözlerine hep itimat edilsin, kabul edilsin ve öyle hareket edilsin isterler. Bu yüzden kalabalıktan uzaklaşamazlar. Böyle insanların nadir de olsa yalnız kaldıklarında, kendi kendilerine de bir şey anlattıkları görülür. Yalnızlık seviyeleri artarsa duramazlar, psikolojileri bozulur, delirirler. Yerine göre çok konuşulabilir ancak bence genel olarak olması gereken 'az konuşmak, öz konuşmak' olmalı. İnsan, kendi kendine yetmesini bilmeli. Yalnız kalmak öğrenilmeli.
·
38 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.