Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
İncelemenin Ucuna Yolculuk
YouTube kitap kanalımda Tezer Özlü'nün hayatı, bütün kitapları ve okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz : ytbe.one/4rhsgjdY_SQ Bu kitap incelemesini şu an Tezer Özlü'nün bedeninin yanında yazıyorum. Kanıt: i.hizliresim.com/e9h3lgo.jpg Demiştim ama sana Tezer, 4 gün önce Çocukluğun Soğuk Geceleri kitabına yazdığım bu incelemede #160478819 "Önümüzdeki günlerde seni ziyarete geleceğim Tezer, bekle beni." demiştim. Sadece 4 gün dayanabildim. Sen nasıl ki bu kitabında en sevdiğin yazarlar olan Kafka'nın, Svevo'nun, Pavese'nin yaşadığı yerleri ve mezarlarını bizzat ziyaret ettiysen, ben de senin kitaplarınla senin yanına geleceğimi söylemiştim, uyarmıştım seni... Üstünde çeşit çeşit otlar bürümüş ebedi meskenine bakıyorum şu an. Biliyorum, bu dünyada rahat bırakmadılar seni. Zaten o yüzden
Oğuz Atay
Oğuz Atay
'ın
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
kitabında dediği "Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok." alıntısındaki gibi sen de iç dünyana dönmedin mi? Sen de hayal kırıklığının olmadığı, sadece sevdiğin yazarlar ve onların kitaplarıyla bir arada olabileceğin bir sığınak aramadın mı? İşte yanındayım. Ben de o sığınağı arayanlardanım. Toprağın üstünde bir türlü bulamadığın huzuru, toprağın altında bulduğunu hissedenlerdenim. Sen nasıl ki bu kitapta yazarların yanına yolculuk ederken aslında bir nevi kendi yaşamının ucuna da gitmişsen, ben de senin yaşamının tam ucundayım şu an. Bu uçtan, ölümden ötesi var mı? Bir şeyler söylesene Tezer... "Var" de bana. Dünyada milyarlarca inanan insan senden bu cümleyi duymak istiyor. Senin hayatın boyunca nefret ettiğin ve bu kitabında yerin dibine gömdüğün düzenlerimizin, akıl ve namus anlayışlarımızın, kurumlarımızın hepsi senden "Evet Oğuz, evet! Ölümden ötesi de var." demeni bekliyor. Ben ise nereye gömüleceğini ve ölü gövdenin ne olacağını bile umursamadığını bildiğim için senden bunları demeni beklemiyorum. -demin dediğin beklentiyle çeliştin Oğuz- Sen sadece sevdiğin yazarlarla ve roman kahramanlarıyla baş başa kalmak istedin. Senin kafana 27 Mayıs Darbesi'ni attılar. Sen sadece sevdiğin insanlarla keyifli sohbetler edebilmek istedin. Senin kafana 12 Mart Muhtırası'nı attılar. Sen sadece biraz olsun huzur bulabilmek, kendinle baş başa kalabilmek istedin bu canı çıkasıca dünyada. Senin kafana 1 Mayıs 1977'de hayatını kaybeden 34 işçinin cesedini attılar. Bu ülkede yaşamanı çok gördüler Tezer. Yaşamın ucuna bile rahat rahat yolculuk etme hakkı verilmiyordu insana bu dünyada... Ben ise yanındayım. Hiçbir siyasi olayın anlamının kalmadığı bir yerdeyim. İstanbul, Aşiyan Mezarlığı'ndayım. Bedeninle aramda 1 metre bile yok. Bedeninin yanında bir defne ağacı. Defne ağacının anlamını bilir misin Tezer? Bu ağaç her zaman yemyeşil kalmasıyla aslında ölümsüzlüğü temsil eder. Sen ölümsüzsün Tezer. İstediğin kadar fiziksel olarak aramızda olma, sen düşüncelerinle, tutkularınla, gitmek isteyişlerinle ölümsüzsün. İstanbul'a gömülmek istemediğini biliyorum. Ama emin ol, İstanbul'un en güzel yerlerinden birindesin. Yanında Rumeli Hisarı, karşında Anadolu Hisarı. Önüne serilmiş bir boğaz. Ben de senin kitaplarınla yanındayım işte. Sen nasıl kitaplar yazarak ölümsüzlüğe ulaşmak istediysen, ben de bugün seni resmen ölümsüz ilan ediyorum. Kurumların canı cehenneme. Bu yazı sürecinde bunu ilan edecek kurumların hepsi benim. Çünkü Tezer, benim de senin dediğin şekilde "Kurumlarınıza uyuyor gibi görünmem, onlara karşı direnmemi ancak böyle sağlayabileceğine inanmamdandır" (s. 58) Yanımda kitaplarını da getirdim demiştim, evet getirdim. Yazdığın ne varsa hepsini okudum Tezer! Sadece ben de değil. Binlerce okur senin yazdıklarınla kendi ruhunu şekillendiriyor şu an. Cümlelerinin altını çiziyor. Çocukluğunun soğuk gecelerini hatırlıyor. Yeryüzüne dayanabilmek için yeni anlamlar keşfediyor. Yaşamlarının ucuna yolculuk ederken yanında götürebileceği yol arkadaşları buluyor. Sen tutkularını, arayışlarını, başkaldırılarını ve bu ülkeden kaçıp gitmek isteyişlerini bu kitabında yazdıkça "Ne kadar da bana benziyor bu kadın!" diye haykırdım içimdeki sığınaklarda sessizce. Evet, bence sessiz haykırışlar da vardır. Yaşamımın ucuna yolculuk ederken o iç sığınağımdaki haykırışların ne kadar da sesten mahrum olduklarını fark ettirdin bana. Seni okudukça kendimi okuyormuşum gibi hissettim. Yediğin fiziksel elektroşokların düşünsel olanlarını yedim ben senle. Sahi... Hepimiz, evet hepimiz, kendi yaşamlarımızın ucuna yolculuk etmiyor muyuz en nihayetinde? Hepimiz bir gün Tezer'in huzurla uyuduğu yerin bir benzerinde olacağız. Kapkara toprağın altında. Belki de ilk kez o zaman canlılara besin olduğumuzda bir işine yarayacağız hayatın. Değil mi Tezer? Tezer'in yaşamının ucundayım. Şu an onla birlikte kendi yaşamımın ucuna da yolculuk ediyorum her saniye. Akrepler ve yelkovanlar peşimde. Bıraksanıza peşimi! Her an kendi ölümüme doğru adım atıyorum. Bu yazdıklarımı okuyan sizler de -evet, evet hepiniz, size sesleniyorum- kendi yaşamlarınızın ucuna yolculuk ediyorsunuz benle birlikte. Bileti çok önceden kesilmiş ve adı ecel konmuş bir seyahat bu. Hazır mıyız bu yolculuğa, düşündük mü kendimizden başkalarını, birilerinin yüzünde ufak da olsa bir tebessüme sebep olabildik mi, bir açın karnını doyurabildik mi, dünyayı daha yaşanır hale getirebildik mi, Cioran'ın dediği gibi nerede tükettik ömrümüzü, ne kadar başarılı olduk hayatlarımızda? -işlerimizde hiç ödün veremediğimiz şu kokuşmuş başarılar var ya hani- Bu ülkede hiçbir şeyin değişmediğini sana söylemeliyim Tezer. Hala siyaset ve futbol gündemin büyük kısmını kaplıyor. Hala senin gibi bu ülkeden kaçıp gitmek isteyen milyonlarca genç var. Bir zamanlar ben de onlardan biriydim. Senin bu kitabında yaptığın gibi ben de kaçıp gittim Berlin'e, Prag'a, Torino'ya; ben de yürüdüm Kafka'nın, Svevo'nun, Pavese'nin yürüdüğü yerlerde! Acaba bu dünyaya bıraktığımız izler olan adımlarımız birleşmiş midir, aynı yerlere basmış mıyızdır senle, ne dersin? Ama sen üzülme Tezer. Biz senin kitaplarını kitap okuma grubumda bile okuyup tartışacağız bu ay. Biraz olsun mutlu hissedebil, yaşamının ucundayken o uçurumdan aşağı biraz daha güvenle bakabilesin diye... Emin ol ki senin yazdıklarını içselleştiren yüzlerce, hatta binlerce okur var bu ülkede şu an bile. Onlar da kendi yaşamlarındaki yolculuklara seni katıyorlar, her gün seyahat ediyorlar senle ve acılarınla birlikte. Kaybettikleri umutların yolculuklarındalar onlar da. Sen üzülme. Bu incelemeyi şu an okuyanlar da aslında farkında olmadan bu "İncelemenin Ucuna Yolculuk" ettiler. Bu inceleme de şimdi diğer benzerleri gibi son noktasını koyacak. Koyuyor. Koydu.
Yaşamın Ucuna Yolculuk
Yaşamın Ucuna YolculukTezer Özlü · Yapı Kredi Yayınları · 202112bin okunma
··
2 artı 1'leme
·
70,9bin görüntüleme
Ramazan Tekdemir okurunun profil resmi
Epey zordur o mezarı bulmak çok iyi yapmışsın.
Oğuz Aktürk okurunun profil resmi
orada çalışan abilerden göstermelerini rica ettim yoksa bulamazdım, neredeyse saklanmış gibi kalabalıklardan
Bu yorum görüntülenemiyor
Pınar okurunun profil resmi
Öyle güzel yazmışsınız ki kitabı çok merak ettim. Biraz sonra yolculuğa çıkacağım ve bu kitap yolculuğun esnasında bana eşlik edecek. Teşekkür ederim ☺️
13 öğeden 11 ile 13 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.