Rum; Isra, Deya ve Feride’nin anlatıcılığıyla aktardığı bu romanda sadece kadına yönelik şiddeti anlatmakla kalmıyor. Kitap aynı zamanda İsrail’in Filistin topraklarını işgalinin mirası olan şiddeti, halkın silahlı askerler ve kontrol noktalarındaki gayriinsani muamelelerle aşağılanmasını, mülteci kamplarındaki sefil hayatı ve göç olgusunu; tüm bunların Amerika’daki kalıcı etkilerini ve toplumlarda açtığı yaraları da titizlikle inceliyor, bunların her birini ustaca görünür kılıyor.
Yazarın güçlü birçok katmanlı öyküyü kurguda, atmosferde ve dilde sadeliği ve gerçekçiliği bırakmadan kaleme alması, hem de Arap dünyasının kapalılığı göz önüne alındığında böylesine cesur ve açıklıkla anlattığı bu hikâyeyle tepkileri henüz en başta göze almış olması; onu henüz ilk romanda en parlak Arap-Amerikalı kadın yazarlar arasına katıyor. Günümüzde hâlâ Arap-Amerikalı kadın yazar sayısının çok az olduğu göz önüne alınırsa, Etaf Rum’un nasıl cesur bir işin altından kalktığı da anlaşılır olacaktır.