Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

167 syf.
·
Puan vermedi
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
DİPÇE: Halihazırdaki durumlar karşısında çözümsüzlük , yetkinsizlik hissidir çaresizlik. Kitabın ismi daha öyküyle buluşmadan bazı maddeler sıralatıyor insana, sonra zihnimiz hızlı bir tasnife geçiyor: büyüklü küçüklü çaresizliklerimiz... ya da farkına varmadan talihsizlik,zamansızlık, olanaksızlık olarak adlandırdıklarımız. Belki bu öykü sizin zihninizdekilerle ya da karşılaştıklarınızla temas edecek ya da sıradanlığı ile şaşırtacak ama kesin olan bir şey mutlaka bir telinizden yakalayacak. Yazarın; yumuşacık, zarif, şiirsel anlatımı büyüleyici. Öyle yığın yığın felsefeler uçuşmuyor etrafta fakat sadeliğin ağır bir şıklığına maruz kalıyorsunuz. Bu anlamda ilk kez okuduğum yazarı devam edilecekler listesine aktarıyorum. Çetin, Ender ve Nihal. Anlatıcı Ender'in gözüyle görüyoruz her şeyi.Bahusus Ankara'yı.  Kenti az çok bilenlerin içine sıcaklık yayılmaması mümkün değil. Sonra Çetin'i sonra Nihal'i ve yine Ender ve Çetin'i ya da Çetin ve Ender'i... Aslında yazar karakter çözümlemesi yapmak için zorlamıyor okuru.Her karaktere bir diğerinin nirengi noktalarını söyletiyor. Ender ve Çetin ortaokul yıllarından beri arkadaş sonra dost. Nihal'e söylettiği gibi "ikisi bir adam" ediyor. Yine Ender "Sen beni hep güçlü, iradeli biri olarak görürsün değil mi? İlk günlerimizden bu yana böyledir: Sen sefih ben keşiş. O günlerdeki zorlu irade sınavını başarıyla geçtiysem, ilişkimizin bu basit rol dağılımı sayesindedir. Evcimen hafta sonumuzda Nihal mükemmel bir kadın...diye betimliyor üçlüyü. Biraz daha açarsak Ender okuyan düşünen susan bir tutuk , Çetin yaşayan, dokunan, eylem halinde bir tutuk.Birbirlerinin mümtemim cüzü adeta. 40'lı yaşlarına yaklaşan bu iki adam uzun kısa ayrılıklardan sonra Ankara'da aynı evi paylaşmaya başlıyor. Nihal ise yine okuldan arkadaşlarının kızkardeşi ve Ankara'da öğrenci.Trafik kazası sonucu anne ve babasını kaybeden Nihal, abisinin bu iki dostunun evine yerleşmek zorunda kalıyor. Evin ortasında düşüyor adeta ve oradan kalplerinin ortasına... Böyle gelişiyor olaylar. Artık Ender, Nihal, Çetin oluyorlar. Kitap boyunca Ender ve Çetin'in dostluğu biseksüellik algısıyla veriliyor ama yazar okurun bu olası fikrine şu pasajla karşılık veriyor: "Eşcinselliğin sınırında dolaşan bir dostluğun hikâyesi" biçiminde yorumlayan sinema eleştirmeni beyefendi, ikimizin sonunda, en sonunda, haritada bir nokta olduğumuzu görse ne derdi acaba? Bizim bu âşık hallerimize, on yedi yıl boyunca hayatımızı birbirimizi daha fazla görecek biçimde düzenleyişimize ne derdi? Eşcinselliğin kordon boyunda dolaştığımızı mı söylerdi? O güzel filme ilişkin berbat tanımlamanın canımı sıkan tarafı şu: Sınır var mı? İlişkiler için gerçekten bir sınır var mı? Varsa da ikinci sınıf sinema eleştirmenlerinin göremeyeceği bir sınır bu. İnsan severken basit sınıflandırmaların sınırlarını değil kendi sınırlarını görür, kendi sınırlarında dolaşır, kendi sınırlarına değer. Benim bildiğim tek sınır bu." Yazar, Ender ve Çetin'i idealize ediyor : Sevgi için aşk için sömürmeyen, kükremeyen yön vermeyen karakterler. Karakterlerin sıkça akıllarında tuttuğu bir şey var: Sorumluluk. Eve konan  bu güzelliğe karşı koruyucu olma ama asla hükmedici yönlendirici olmama durumu. Şefkatin bir adım ötesi aşk mı diye düşündürtüyor yazar. Ya da böyle bir eksende sevgi hadi karakterlerin yoğun özlem ve itinalarına bakarsak aşk diyelim, ucuzluk ve  basitlikten kurtulmak,  şiddete evrilmemek için Ender ve Çetin'in büyümeyen masum dünyalarına mı ihtiyaç duyuyor. Bu mudur insanlara 'acayiplik' dedirten şey. Nihal'in sesini çok duymuyoruz Ender'in anlatımında. O yaşadığı felakatin izlerini öteliyor ve bir yerde sevgilisi Bora ile çıkarıyor ortaya... Arada Çetin ve Ender'in eski aşkları beliriyor Ender'in zihninde. O ilişkilerde de tutku ve vicdan el ele yürüyor ama asla kaostan beslenmiyor bu erkekler. Sonra Nihal aralarda Amerika'ya gidip geliyor bu yokluklar Nihal'i her zamandan çok var ediyor büyütüyor ortak evlerinde.Nihal her defasında aniden büyümelerle giriyor sahneye çocukluğundan itibaren ani olaylar onu kadınlaştırıyor.Ender ve Çetin'i ise Nihal'in yaşamadığı o boşlukların çocuklaştırdığı gibi... Ve Ender'in kaleminde son şeklini alıyor sorunun cevabı: Bizim büyük çaresizliğimiz Nihal'e âşık olmamız değil, sesimizin dışarıdaki çocuk seslerinin arasında olmayışıydı. Asıl çaresizlik buydu. Kitabın, yönetmenliğini Seyfi Teoman'ın yaptığı filmi de kesinlikle çok güzel. Buradaki fark olayları Ender'in anlatımıyla değil, her karakteri kendi gözüyle görmemizi sağlaması.
Elizabeth Harmon
Elizabeth Harmon
ile hem kitabı hem filmi öneriyoruz. Esen kalın.
Bizim Büyük Çaresizliğimiz
Bizim Büyük ÇaresizliğimizBarış Bıçakçı · İletişim Yayınevi · 20208bin okunma
··
1.903 görüntüleme
Okuma Güncesi okurunun profil resmi
Bu kitabı ne büyük bir keyifle okumuştum. Zaten
Barış Bıçakçı
Barış Bıçakçı
'nın kalemine hayranım. Sizin de kaleminize sağlık yeniden hatırlattınız bu güzel kitabı 😊
Gncokuyor okurunun profil resmi
Teşekkür ederim hocam, birkaç kitabını daha okumak istiyorum, öneriniz var mı?
3 sonraki yanıtı göster
Klasik Sever okurunun profil resmi
Önerileriniz dikkate alınarak kabarık okunacaklar listesine alınmıştır 😊
Gncokuyor okurunun profil resmi
😁Ah o listeler biraz böyle araya girenlerle..Ne olacak halimiz🤭
2 sonraki yanıtı göster
Elizabeth Harmon okurunun profil resmi
Çok güzel bir tercih oldu Can 😍🥰
Gncokuyor okurunun profil resmi
Katkınla canım benim
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.