Gönderi

7/10 puan verdi
·
Beğendi
"Heyhat! Hayat inatçıdır ve en çok nefret edildiği anda sımsıkı tutunur size." Sahiden Mary Shelley’de annesini doğumunda kaybettiğini öğrendiğinde nefret etmiş midir hayattan? Üvey kardeşinin intiharında yahut yeni doğan bebeğinin ölüm haberini aldığında, hayatın ona Frankenstein romanıyla yıldızını parlatıp sımsıkı tutunacağını düşünmüş müdür? Yirmili yaşlarının başında basılan kitaba adını yazamayacak bir çağda yaşamak, Mary Wollstonecraft gibi kadın hakları için yıllarca mücadele etmiş bir annenin kızı olarak dünyaya gelip onu hiç tanıyamamak ve tüm eleştiri oklarının merkezinde yer alan bir roman yazmak elbette kolay değildir. Fakat Frankenstein eserini günümüze kazandırdığı için şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Romanda Victor Frankenstein adlı bilim insanının yeni bir canlı yaratma hevesiyle çıktığı yolda tehlikeli ve oldukça korkunç bir canavar yaratmasını anlatır. Tüm insanların çocuklarda dahil estetik kaygılarla ve ön yargılarla dolu olduğunu gözler önüne serer. Başta insanların hayatını kolaylaştıran canavarın sırf çirkin ve korkunç görüntüsü yüzünden, insanlar tarafından nasıl dışlanıp kötü muamele gördüğünü ele alır. Toplumda bir şekilde aşağılanıp hor görülen insanlardan her birimiz habersizce birer canavar yaratırız ve o canavarın topluma verdiği zararın sorumluluğunu hiçbir zaman kendimizde hissetmeyiz. Dahası sürekli toplumdaki ahlak normlarının değiştiğinden, kötülüklerin arttığından yahut insanların eskisi gibi olmadığından dem vururuz.
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202014,1bin okunma
·
150 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.