"Üniversitede iken 'Eğitim Bilimleri' dersine giren hocamız tek tek kim olduğumuzu soruyordu. Sıra bana geldiğinde 'Sorduğunuz soruyu çok anlamsız buldum' demiştim. Çok anlamsızdı çünkü kim olduğumuzu anlamak için 'Kimsiniz?' diye sorulmaz. Pılınızı pırtınızı toplar ya yanıma gelirsiniz, ya da beni evinize üç yıllığına misafirliğe çağırırsınız. Birini tanımak için o kişinin esrarını çözmeniz gerek. Bir soruyla bu esrar çözülseydi ben bir köşede bekler, gelene geçene 'Kimsiniz' diye sorar, canımı sıkan bunca şeye bir çözüm bulmuş olurdum."