Bu şekilde kişinin itiraz etmesi engelleniyor, tercih etme ve terci hine içten yönelmesinin önü kesilmiş oluyordu. Bu iş zihinde biti riliyordu. Halk veya bir grup sorumluluk bilinciyle ayaklanıp mev cut durumu eleştirdiginde, bu ayaklanmayı zorbalar ve para baba Ian, kuvvete başvurarak bastınrlardı. Oysa din, bu hareketi, bu tepkiyi, bu düşünce tarzını ve bu itirazı daha dışa yansırnarlan zi hinde bitiriY:ordu. Yani direniş ruhunu yok ediyordu. Peki, bu na sıl yapılıyordu? "Başa gelen Allah'ın iradesi ve istegiyledir. Bu ne denle her türlü itiraz ve eleştiri, Allah'ın iradesine karşı gelmektir." denilerek. . .
lşte görüyoruz, bütün bunlar dinin fetvalandır. Bunların hepsi dindir, kulluk esasına ve dini ilikada dayanmaktadır. Fakat buna karşın, tarih boyunca uyutan, meşrulaştıran, dolandıran, halkın sorumluluk bilincini yok eden, sınıfsal ve ırksal yapıyı meşru gös teren ve ilahiari dahi milliyetçP olan dine karşı mücadele eden; hak din, yani tevhid diniydi.