Gönderi

Feride: Kalp dediğin bilir imkansızlık şiirini. Kâmuran: Bilir de... Ya gözlerim? En yaralı yerim benim, gözlerim gözlerinsiz kalınca ben sabahı nasıl ederim? Ya nasıl öğreteyim sendeki imkansızlığımı ellerime? Feride: Bir an bile kavuşmayan ellerimiz. Nasıl da yıkmakta bunca şeyi? Ne tuhaf. Oysa benim başım en çok senin göğsüne yakışırdı. Başım ki, tam omzuna yatmalıktı. Ben artık bu yetim başla hiçbir hayale ağlayamam. Sonra boynum ki, dalından düşen bir yaprak. Mevsimsiz sürgün yedim, senden ayrı bir ömre doğarak. İnsan yalnız kalbiyle sevmez ki, unutmaya ilk ordan başlasın. Unutmak, kör kuyu. Unutmak, dipsiz karanlık...
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.