1913'te Niels Bohr kuantum fiziğinde çok önemli ve bizlerin bugün de
savunduğumuz fikirlerden birçoğunu geliştirdi. Yine de bu fikirler halen
bizler için şaşırtıcılıklarını korumaya devam ediyorlar. Bunlardan birisi de
kuantum sıçramadır: bir hareket durumundan (veya Bohr'un deyişiyle sabit
durumdan) diğerine birdenbire gerçekleşen geçiş. Sağduyudan bu kadar
ayrışabilen başka ne olabilirdi? "Bundan daha saçma ne olabilirdi?"
diyen de olabilir. Bu neye benzer biliyor musunuz? Manhattan'ın Upper
East Side'ında bir blokta sabırla park yeri arayarak dolaşıp duruyorsunuz,
sonra birden kendinizi hiç araç sürmeden Greenwich Village'daki
Washington Square'da buluyorsunuz. Bohr'un yol göstericisi olan Ernest
Rutherford bu fikirle ilk kez Bohr'un bir yazı taslağında karşılaştı, anlaşılır
biçimde de canı sıkıldı. "Bana öyle geliyor ki" diye yazdı Bohr'a "elektronun önceden nerede duracağını bildiğini varsayman gerekecek". Rutherford "ve ne zaman sıçrayacağını da" diye ekleyebilirdi. Ne zaman ve nereye sorularının yanıtları önceden bilinemez. Kuantum sıçrama, Bohr'un fikri ortaya attığı zamandan başlayarak yaklaşık yüz yıl boyunca fizikçileri derin derin düşündürmeye devam etti. Albert Einstein tekrar tekrar bu fikri beğenmediğini söyledi, başka fizikçiler de aslında "Doğrusu biz de beğenmiyoruz, ancak bu kuantum dünyasının bir gerçeği" dediler.