Gönderi

İYİ BİR ÇOCUK OLURSANIZ ACILARINIZA SARILABİLİRSİNİZ!
gün geçtikçe daha az seviyorum mutlulukları. ya aşırı derece yorgunum ya da bu hayata yılgın. ama son zamanlarda bu artış beni iyiden iyiye sürüklüyor. ve artık neye elimi uzatsam kıracakmış korkusuyla yaklaşıyorum. galiba bu yorgunluk ve yılgınlık beni hayatta birkaç adım öteyi görmemi sağladığı için anlık mutluluklar veya hazlar için içimde büyüttüğüm yalnız'lık sarayına kimseyi almıyorum. misal damarlarım artık kan pompalamaktan vazgeçse, gözlerim seyirse, nefesim kesilse ne bileyim işte otonom tüm sistemlerim iflas etse hiçbir şey yapmamak istememenin ana kaynağı var sanki. hatta o kadar ki nerede bir acı, ağlayan, hüzünlü olgu görsem. kalbimi bir telaş kapsar. hani insan umuttan ya da korkudan heyecanlanır ya benim kalbimde acıyla heyecanlanıyor. ah benim kendine bile yetmezken başkasının ya da ötekinin acısına, hüznüne, göz yaşına depar atan kalbim. beni ne kadar yorsan da hatta son zamanlar da arada bir teklesende ilaçlarla dizayna koyup yola devam etmeliyiz. unutma bizim görevimiz; acıları kucaklamak. mutluluklar bize zarar verir. çünkü ne yüz kaslarımız, ne kol ne de kalp kaslarımız buna uygun değil, anlaştık mı? şimdi toparlan gidiyoruz bu mutluluk denen semtten. baksana giydiklerin, söylemlerin, davranışların değişmiş. seni bıraktığımda böyle değildin. hadi bakalım gidiyoruz. -tamam usta hemen hazırlanıyorum. zaten pek sevmemiştim buraları. ama sen iyi gelecek diye söylemde bulununca gıkımı çıkarmadan bekledim. Allah'tan çok bir şeyim de yok! biraz tebessüm, birazcık kahkaha azıcıkta sevgi bu azık yeter dimi usta...
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.