Gönderi

Marquez hikâye yaratım sürecinden bahsediyor
Başlama noktası yok; karakter geliyor ya da gidiyor. Size bir hikayeye ne kadar gizemli bir şekilde ulaştığımı gösteren bir anekdot anlatayım. Bir gece Barcelona'da misafirlerimiz varken aniden ışıklar kesildi. Sorun bizden kaynaklandığından bir elektrikçi çağırdık. Elektrikçi arızayı giderirken ben adama mum tutuyordum. "Bu ışık da ne cehenneme kesilir?" diye sordum. Adam şöyle cevap verdi: "Işık, suya benzer. Musluğu açarsanız akar ve su aktıkça sayaç yazar." Saniyenin onda biri gibi bir zamanda aklıma şöyle tam bir hikâye geldi: Denizden uzak olmayan bir şehirde (bu Paris, Madrid ya da Bogota olabilir) genç bir çift, on ve yedi yaşlarındaki iki çocuklarıyla beraber beşinci kattaki bir evde yaşıyorlarmış. Bir gün çocuklar anne babalarından kendilerine bir kayık almalarını istemişler. "Nasıl bir kayık alalım ki size?" diye sormuş baba. "Böyle bir kasaba da kayık ne işinize yarayacak? Yazın deniz kenarına gittiğimizde bir tane kiralarız." Çocuklar inatla isteklerinde ısrarcı davranmışlar. Bunun üzerine baba, "Notlarınızı en yükseğe çıkarın bir tane alayım." demiş. Çocuklar dediklerini yapmışlar, babaları kayığı almış ve kayıkla beraber beşinci kata çıktıklarında baba sormuş: "Şimdi onunla ne yapacaksınız?" "Hiç," diye cevap vermiş çocuklar. "Biz sadece bir kayığımız olsun istedik. Odamıza koyarız." Bir akşam anne babaları sinemadayken çocuklar elektrik ampulünü eğmişler ve ışık-tıpkı su gibi- bütün evi bir metre alttan aydınlatmaya başlamış. Çocuklar kayığı alıp yatak odalarında ve mutfakta kürek çekerek dolaşmışlar. Anne babalarının eve dönme vakti geldiğinde kayığı tekrar odalarına götürmüşler ve ışık kapansın diye fişleri çıkarmışlar, ampulüde düzeltmişler, ama hiçbir şey omamış. Bu öyle harika bir oyuna dönüşürki, çocuklar ışığı daha aşağılara kaydırırlar, gözlükleri ve paletlerini takarlar ve sualtı balıkları gibi yataklarıyla masaların altında yüzerler. yoldan geçenler pencereden süzülüp sokağı dolduran ışığı fark edince itfaiye çağırırlar. İtfaiyeciler kapıyı açtıklarında çocukların işığı tavana vurarak oyunlarına gömüldüklerini, ışıkta uçuşup daldıklarını görürler. Bunun bir saniyenin onda biri gibi kısa bir süre içerisinde aklıma tam bir hikâye olarak nasıl geldiğini söyleyebilir misiniz? Doğallıkla her zaman yeni bir açı bulurum; her açı bir şeyler değiştirir ya da bir ayrıntı ekler, ama fikir hep aynı kalır. Tüm bunlarda kasıtlı ya da öngörülebilir bir yan bulunmadığı gibi, ne zaman aklıma düşeceğini de bilemem. Hayal gücümün insafına sığınıp, onun evet mi yoksa hayır mı dediğine bakarım.
··
116 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.