"Ne yaparsanız yapın, kötüler'le asla konuşmamalısınız. Onları görecek olursanız saklanın. İblis prenslerden birinin dikkatini çektiniz mi, hiçbir şey onun sizi ele geçirmekten alı koyamaz. Onlar geceye ait yaratıklardır; karanlıktan ve ay ışığından doğmuşlardır. Tek amaçları yok etmektir." Emilia ve Vittoria Di Carlo, İtalya'da gizlilik içerisinde yaşayan on üç cadı ailesinden biridir. Hepsi Ay'ın kızları ve sahici tanrıça soyundan gelen kudretli cadılardır. Lakin kimliklerini cadı avcıları ve kötülerden saklamak zorunda olduklarından; Sea & Vine adında restoran işleten ve sıradan insanlar arasında yaşamaya alışmış, büyülerini iyilikten yana kullanmaya alışan bir ailedir. Tek gayeleri bu şekilde hayatlarına devam etmek, kara büyü yapmamak ve kötülerle karşılaşmamaktır. Ta ki bir gece Vittoria ortadan kaybolana ve Emilia onun cesedini bulana denk. İntikam ateşiyle yanıp tutuşan Emilia karanlık büyülerin peşine düşmeye karar verip kardeşinin katilini bulmak için Cehennem prensleri'nden Öfke ile tanışıp onunla iş birliği içerisine girer ve ortalarda bir kehanet dönmeye başlar. "Toz. Toz. Hepimiz toz içinde aynalarız. Eti olmayan kafataslarından, iliği olmayan kemiklerden ibaretsiz. Ölüm Ölümü çok hoş karşılardım. Kimse hoş karşılamıyor. Sana gelince-" Karanlık bakışları beni buldu. "- Sen yanacaksın da yanacaksın, ay intikamını alacak ve güneş bizi bütün bütün yutacak, geriye hiçbir şey kalmayacak." Ve Emilia bu karanlık yolculukta kendisine anlatılan hikayelerin öyle olmadığını fark edip, kendisi ve ailesi ile ilgili büyük sırlar keşfedecektir. Ta da! işte beklediğiniz; "Kötülerin Krallığı" yorumuyla geldim. Kitap tam bir giriş kitabı niteliğindeydi. Giriş ve sona doğru gelişme sağlanan ama tüm bombaları ikinci kitaba saklayan bir kalemdi. Yazarın daha önce, Gölge ve Kan kitabını okumuş beğenmiştim. Ama fantastiği ben de ortalama bir kitap olarak yer edindi. Yazar bu kitabında bizi Cadıları, kötüleri ve büyüleri karakterler aracılığıyla net bir şekilde anlatmış. Karakterler ise; Kötüleri yani cehennem prensleri'nin dördünü kitapta görüyor ve onlarla karşılaştığımızda başımıza neler gelir onları okuyoruz. O kısımlarda eğlendiğimi bunun yanında da gerildiğimi de belirtmek isterim. Emilia olay başlamadan önce kendi içine kapanık bir kızdı ve olaylar başlayınca da sudan çıkmış balığa döndüğü için sinir bozucu hareketler yapsa da doğal karşıladım. Düşünsenize kendinize ait dünyanız paramparça oluyor ve kendinizi o çok korktuğunuz hikayelerin ortasında buluyorsunuz. Bence bizde neye uğradığımızı şaşırırdık ama Emilia bazı noktalarda alık kaldı ldngldfng Öfke ise bambaşka bir dünyaydı onu daha daha çok daha fazla okumak isterdim. Gücünü kudretini daha derinden hissetmek isterdim ama anlatılanlarla da bir nebze yetti. Olaylar çok iyiydi zaten yazarın olayları benim hep favorim olmuştur. Şimdi ise ikinci kitabı yakında Ephesus aracılığıyla bizlere ulaşacak. ;Aşırı heyecanlıyım çünkü tüm büyü ikinci kitapta gibi hissediyorum! Hadi bakalım!

Kötülerin KrallığıKerri Maniscalco · Ephesus Yayınları · 20211,238 okunma

·

60 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Tutku Petek