Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
10/10 puan verdi
·
10 günde okudu
<< Oysa insanlar da ağaç gibidir. Ne kadar yükseğe ve aydınlığa çıkmak isterse, o kadar kuvvetle toprağın altına inmek ister kökleri, karanlığa, derinliğe - kötülüğe... >> Bu sözleriyle Nietzsche edebiyatın sırrını izhar etmiş. Edbiyatçı gözüyle bu kıskanılmalı. Tabii ki, bunu amaçlayarak söylemiş olduğunu söyleyemem, şahsi fikrimdir. Belki de filozofların da sırrı budur. Peygamberlik vahye dayalı, filosof aklını konuşturur, bilim insanı maddeyi/eşyayı konuşturur, İslam alimi vahiy ve hadis rehberliğinde ilhamını/aklını konuşturur, edebiyatçı ise?! O, aydınlık için karanlığı, iman için küfrü, ahlak için ahlaksızlığı, edep için edepsizliği irdeler ve konuşturur. Bunun için onun hayatı ya ihtiyari ya da ızdırari kaderle feda edilir. Izdırari kader içinde ihtiyari kader olarakta gözükebilir ama bunu değiştiremez. Değiştirmeye kalkışacağı anda hayatının feda edildiğinin de farkına vardığı için değiştirmez. Siyah üzerinden beyaza ulaşmanın hatta beyaza anlam kazandırmanın yolunun o siyah içinden geçmek olduğunu çoktan farketmiştir. Dahası beyazın en beyaz noktasının, siyahın en siyah noktasının hemen yanında başucunda olduğunu hissetmiştir. Nietzsche'nin ifade ettiğindeki gibi...gece-gündüz misalindeki gibi... Felsefe sadece var'dan bahsederse kuru kalır, bir de var "hatrına" yok'tan bahsederse, var konusu ne kadar cazip hale gelir değil mi!? Edebiyat da aynı şekilde; ahlaktan bahsedince kuru, yavan kalıyor, çünkü amaç bunu yazmak değildir - ahlaksızlık üzerinden ahlaka giden yolu buldurmaktır. Yol göstermek, bakış açısı sunmak, kurtarmak... Kurtulmuşsan sana niye edebiyat yazayım ki!? Tüm bunları, Oscar Wilde'ın hayatı hakkında birazcık ama epey denilecek kadar olumsuz bilgiler edindikten sonra yazma ihtiyacı duydum. Amacım Oscar'ı aklamak değil, anlamaktır. "Her azizin bir geçmişi olduğu gibi, her günahkarın da bir geleceği vardır." derken Wilde, alabilecek olana mesajını vermiştir zaten. Ne "yazık ki", gerçek anlamda edebiyat(çın)ın çarkları bu şekilde dönüyor. Hoşumuza gitse de gitmese de. Güzel için çirkini irdelemek kaçınılmazdır. Bu noktada gerçek anlamda edebiyatçı aynı zamanda fedaidir. "Önemsiz Bir Kadın"la, yıllardır liste 1'mde zirvenin sahibi Tolstoy'un tahtını sallayacak bir yazarla tanıştığımın sinyalini aldım. Daha önce de bu zirveyi Çehov sallamıştı. Kafka da öyle izlenim bırakmıştı. Gelelim esere. Kadın konusu. Hemen yanında parantez açıp ingiliz kadını yazmam lazım. Çünkü kadın konusu bir yanıyla üniversel/global, bir yanıyla da milli/lokal konudur. İngiliz ahlak kuralları kadın-erkek ilişkilerini nasıl şekillendirmiştir veya nasıl şekillenmesine engel olmuştur, gerçekte doğal olarak nasıldır piyes boyunca diyaloglara yansıtılmıştır. Erkeğin bakışında kadının anlatımını geçtim de kadının bakışında erkeği anlatımını nasıl bu kadar tespitsel ince ayarda yazabilmiş hala anlayamadım. Çok kaliteli, önemli, güzel bir piyes okuduğumun farkındayım... youtu.be/uly0GKlbtH0
Önemsiz Bir Kadın
Önemsiz Bir KadınOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20164,337 okunma
··
516 görüntüleme
Metin T. okurunun profil resmi
Değerli Ferman Bey, çok güzel bir inceleme olmuş. Bu sıradışı yazarın hayata bakışına ışık tutmuşsunuz. Ben yazarın tek romanı "Dorian Gray'in Portresi "ni okudum. Orada da sizin anlattığınız minvaldeydi kadına, erkeğe ve ilişkilere bakışı, oldukça farklı ve tespitseldi.. Kaleminize sağlık.
Ferman Mamedov okurunun profil resmi
Benim de ilk tanışlığım be eserle oldu. Ama Wilde'ı zirvelere çıkarmaya yetti. Ben teşekkür ederim,Metin bey!
Bu yorum görüntülenemiyor
blueman okurunun profil resmi
Güzel bir inceleme olmuş, sağolun Ferman Beğ.
Ferman Mamedov okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, Süheyl bey! Hatalarım varsa göz yumun :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.