Gönderi

256 syf.
·
Puan vermedi
1940'da yazılan Sabahattin ali romanı. kitap içimizdeki şeytanı, yani bizi öyle güzel tasvir etmiş ki, okuyup ta şeytanını bulmayan yoktur. aslında dünyada insanlar varken şeytana hiçte gerek olmadığını, belki de suçumuzu örtmek için her seferinde kullandığımız bir maske olan şeytanı anlatır roman bize. Sabahattin alinin kendini kitaptaki Ömer karakteriyle özleştirdiğini okudum bir yerde. Ömer bana kitap boyunca 'kötülük yapıyorum ama içim temiz aslında' diyen insanları hatırlattı. aslında her şeyin farkında olup, hatalarını görüp düzeltememesi ve bunun kendini yavaş yavaş bitirmesine izin vermesi... kitap boyunca Ömer'in bir şeyleri değiştirmek için adım atmasını bekledim ama Ömer kendi içiyle o kadar kavgalıydı ki, bu kavga onun gerçek dünyada kararlar almasını engelledi diye düşünüyorum. kitapta beni en çok üzen karakter de Macide oldu. tüm kitap Ömer'in düşünce dünyası üzerine kurulu olsa da, ben her satırda Macide'ye rastladım. kitabın tamamında olgun bulduğum tek karakter de Macide oldu zaten, her derdin altında sessizce ezilişi, başına gelen onca şeye rağmen hala ayakta duruşu.. evet, Macide'nin olgunluğuyla, Ömer'in bir çocuk gibi daldan dala atlayan ruhu hiçte benzemiyordu. belki de onları birbirlerine çekende buydu, ikisi de karşısındakinde kendinde olmayanı görmüş, ona sürüklenmişti. fakat kitabın sonu biraz belirsiz bitti. Sabahattin Ali'yi mezarından kaldırıp 'peki sonra Macide'ye ne oldu?' 'Ömer değişebildi mi?' diye sarsıp cevapları almak istedim. bunun olmayacağını anlayınca da sonunu hayal etmekle yetindim.
İçimizdeki Şeytan
İçimizdeki ŞeytanSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2019173,6bin okunma
·
1.034 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.