Gönderi

68 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı okumaya başladığım sırada ayağımı ısırganlar yaktı. Dar patikadan devam ettim yoluma, sonrasında deli Yahudi ile tanıştım ve sayesinde Gromov ile. Fakat birden Andrey Yefımiçi tanıdım ve kendimi bu kişilerle beraber altıncı koğuşta sessiz sessiz yatarken buldum... Kitap "enfes" kelimesini her anlamda karşılayan bir eser. Sistem üzerinden göndermeler teşkil etmekte. Acıyı tanımayan fakat küçümseyen, sisteme kapak atmış Andrey Yefımıç ile sistemde kayıp giden bir delinin(?) hikayesi... Aslında Andrey Yefımıç'in düşünceleri tamamen haksız değil. Tesadüfler üzeri kurulu bu Dünya da niçin öylesine yaşamıyoruz dercesine sorar? Çabaları gereksiz bulur. Zaten öleceksek niye ilaçlar var? Beş yılcık yaşamak için mi? Bunları düşünürken hastalarına öyle özenle davranmaz. Hızlı hareket eder fakat sonrasında bunu namussuzca bulur. Öylesine yaşayacaksak eğer namuslu ve namussuz olmak arasındaki fark nedir? Bu da benim onun tepkilerine karşı kendime sorduğum sorum. Aslında Andrey Yefımıç'ın eylemlerinde dediği gibi namuslu davranmaz. Kendi yaptıklarının dışında yolsuzluklara göz yumar. Tıpkı ondan öncekiler gibi... Andrey Yefımıç'in düşüncelerinin temeli felsefik bir mesele mi yoksa düşündüğü namussuzluğunu örtme çabası mı? Bir nevi avuntu... Fakat hikayeye İvan Dmitriç adında herkesten daha akıllı olan bir deli katılır. Zamanında zenginlik görmüş sonrasında fakirliği tatmış en sonunda paranoyaya bağlamış ve kendi altıncı koğuşta bulmuş. Doktor adı altında sistemden şikayetçi. Tanrının onu donatmış olduğu biyolojik ve duygusal hiçbir şeyi reddetmeyi felsefik bir olay olarak değil "uyku sersemliğine" benzetir. Andrey Yefımıç ise bunlara yalnızca gülümser. Fakat bu adamın sohbetini sever sürekli onu ziyaret eder. Sonrasında bu ziyaretlerin artması ile beraber dedikodular başlar. Doktorun delirip delirmediğini işinde uzman olmayan kişiler ondan habersiz kontrol eder. İşinden bir süre uzaklaştırılır fakat dönemez üstüne emekli bile edilmez. Beş parasız altıncı koğuşa gelmek zorunda kalır. Kıyafetlerini çıkarıp o kıyafetleri giydiğinde iki kıyafet arasındaki farkı utanınca anlar. Dışarısının ve altıncı koğuş arasındaki farkı özgürlüğü kısıtlanıp o parmaklıkların arasında nefes alamayınca anlar. Bekçi gelip onu dövdüğünde ise hiç acıyı tatmamış doktor acıyı tadar. En sonunda ölüm döşeğinde sistemin zalim yönünü görür ve sistemi de tanır. O küçümsediği acıya bir gün bile dayanamaz Andrey Yefımiç. Belki Andrey Yefımiç'in başlarda dediği doğrudur fakat bu sistemde doğup, büyüyüp, rahatça yaşayıp kendini Diyojen ile karşılaştıramazsın. Diyojen'in yaşadığı dönemde o yaptıklarından dolayı bir filozofken bu tarafta "deli" muamelesi yersin işinde ehli olmayan ve tekdüze insanlar tarafından...
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202270,8bin okunma
·
62 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.