Gönderi

İslâm'ın hayat veren mesajlarını anlayan ve gereklerini yerine getiren Müslümanlar insanlığa çok önemli müesseseler hediye etmişlerdir. Merhum İbrahim Canan Hoca, İngiltere'nin Leeds Üniversitesi'nde hocalık yapan M.R.Y. EBIED, Araplar ve Samiler üzerinde araştırmalar yapan M.J.L. YOUNG'un bu husustaki beyanlarını şöyle aktarır: “Ortaçağ, modern dünyaya üç mühim müessese miras bıraktı: Hastane, Rasathane ve Üniversite. Çoktandır biliyoruz ki, bunlardan ikisi İslâm Medeniyeti'nden dünyaya intikal etmiştir. Birçok astronomik âletler, Yunanlılar tarafından icat edilmiş de olsa, Rasathane Müslüman halifelerin, bir başka deyişle İslâm Peygamberi Muhammed'in takipçilerinin himayesinde dâimi bir müessese halini almıştır...”[73] Batılı bilim adamlarının burada hastane ve rasathaneyi Müslümanlardan öğrendiklerini itiraf etmelerine rağmen, üniversiteyi söylememesi ilginçtir. Ancak tarihen sabit bir hakikat var ki, üniversite de İslâm'ın insanlığa bir hediyesidir. Nasıl mı? Batılı araştırmacıların tespitlerine göre kendilerinde kurulan ilk üniversite, İtalya'nın kuzeyinde "Kızıl Şehir" denilen Bolonya şehrindedir. Tarihi ise 1088'dir. Ancak üzerini örtemedikleri hakikate göre Endülüs Emevi Devleti, Miladi 859'da yani Avrupa'da kurulan ilk üniversiteden tam 229 sene önce Fas'ın Fez şehrinde Keyvuran Üniversitesi'ni kurmuştu. Avrupa daha dünyanın düz olduğunu tartışıp, yuvarlak olduğunu söyleyenleri hapsedip, hatta öldürürken Endülüs üniversitelerinde talebeler yerkürenin resimlerini çizmeye başlamışlardı. 859'dan çok değil, 25-30 sene sonrasında Kurtuba, Fez, Keyvuran'da üniversite sayısı 28'e varmıştı. Yıllar yılı Avrupa kralları ve devlet adamları tedavi olmak için Kurtuba Üniversitesinin Tıp Fakültesine gelirlerdi. [74]
·
250 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.