Gönderi

Çekimlenen Zihnin Potporisi
Yedi göbek aşağıdan söylenilen cümleler içinde hiçbir fiil çekimlenemez artık! Ses için yapılan tanımlamalarda kullanılan titreşimden, saygı duruşunda duran sessizliğin haberi bile yok. Atılan adımlarımın ileri olmasına rağmen neden geri yürüdüğümü sorgulamak için hayli yorulmuşken ve bomboş bir odanın, bembeyaz duvarlarına kendime olan saygısızlığımı en büyük harflerle yazarken, kısık bir sesle “ DOĞRU YA İYİ Kİ DOĞDUM” diyorum. İç sesim reddediyor “iyikileri” ve söylenmeye başlıyor. “Yedi verenlerin tohumlarını sakla şimdi aklının en arka bahçelerine, Gün güneşe doğmadan, sula içindeki bütün kahkahaları, sessizlik şiddetiyle, Kışa düşerken ayakların, gökyüzünden arınanlar koyarken bulutları ceplerine. Çiğne! çiğne sonsuzluğu, içinde yetiştirdiğin çocuğun hayal gücüyle.” Umudun rengini anlattığım her hikâyede bir çocuğun resim defteri daha boş kaldı. Zaten dağların rengi kırmızıya yakışmaz, ağaçlarsa yangından siyahlara bulanacak kadar azdı. Bir renk için, bir çocuğun resim defteri daha boş kalırken, çaresizliğin yerini, avuç içlerine sertçe vurulan cetvelin acıttığı göz yaşları aldı. Öğretenlerin öğretmen unvanını aldığı bir toplum içinde, yeni bir küfür yaratıyorum cümlenin en geniş zaman diliminde. Çekimlenirse sülalesine, çekimlenmezse kendisine. “Merak” iki heceden oluşan ve zihnin en tehlikeli yapı taşını oluşturan tek kelimelik histir. Fazlası kuruntuyu azı değersizliği hissettirir. Cümle içindeki hissetmediklerini, kısıtlı zamanını yakalamışken konuşalım. Beş dakika için geçmiş yılların hesabını bir gün mutlaka soralım. Cihat İNCE
·
121 görüntüleme
aysu şirin okurunun profil resmi
Bembeyaz duvarlar bir aşina mı bana mı öyle geldi? 🤭🤦🏻‍♀️
cihat ince okurunun profil resmi
Yalnızca mevsimler tanıdık olsun istemedim 🤫 İnsanlardan sonra kirletilecek en uygun yerin duvarlar olmasını bildiğim kadar aşina duvarlar 😊
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.