Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

244 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
“Başka bir ben istiyorum.”
Virginia Woolf’un yakın arkadaşı biseksüel yazar Vita Sackville-West için yazdığı
Orlando
Orlando
, bir nevi sahte bir biyografi. Ama bir biyografiye göre fazlasıyla fantastik, fazlasıyla eğlenceli. Zaten yazar bunu kaleme alırken kendini tatile çıkardığını söylemiş.Tatil dediğin başka yerler görüp yeni şeyler denediğin, eğlendiğin bir aktivite sonuçta. Ama işte, Virginia’nın kafasının karışık işleyen kıvrımlarında bu bir tatili aşıyor, bir şahesere dönüşüyor. “Şu anda olduğum kişiden ölesiye bıktım. Başka bir ben istiyorum.” diyor karakter.
Virginia Woolf
Virginia Woolf
da Orlando’yu tıpkı bir bukalemun gibi renk, biçim, cinsiyet ve kimlik değiştiren bir kahramana dönüştürüyor. 16. Yy da ‘soylu’ bir ailede erkek olarak dünyaya gelen Orlando, yüzyılları sekerek geçiyor , 20.yy da kadın olarak yaşamına devam ediyor. Bir kraliçenin sevgilisiyken bir bakıyorsunuz İstanbul’da büyükelçi olmuş, bir bakıyorsunuz çingenelerin arasında yaşayan biri. Bir bakıyorsunuz Viktoryen dönemin baskıcı sosyal atmosferinin içinde nefes almaya çalışıyor Orlando. “İngiliz havası artık sürekli nemli ve nemli, güneş zor görülüyor” diyerek dönemin muhteşem bir tanımını yapıyor. Bir bakıyorsunuz İstanbul’daki çalkantıların içinde kendini nereye koyacağını düşünüyor. Tarih ve yer gibi Orlando’nun kimliği de, ruh hali de değişken. Özellikle cinsiyet değişimiyle birlikte cinsiyetçi yargıları mizahi ve nükteli biçimde ele alışı bence en can alıcı tarafı. Karakter, biçim ve öz olarak o kadar farklı rollerde çıkıyor ki karşımıza, kafamız karışıyor. Ki Virginia ‘nın istediği tam da bu. Kafalar karışsın, App den indirilip yüklenmiş toplumsal kimlik, cinsiyet rolleri, kültürel değerler, katı ahlaki standartlar birbirine girsin, ve hepsinin aslında ne kadar değişken, saçma ve ezbere olduğu ortaya çıksın.. Virginia malum tatilde olduğundan, kendini yer, tarih, cinsiyetle, şunla bunla sınırlamadan yazıyor. Hemen herkesin kendinden bir şeyler bulup, herkesi kendine çok uzak gördüğü bir şeyi anlamaya yaklaştıran bir kitap çıkıyor ortaya. Tam da bu yüzden her yastığın altında kendine yer bulacak kitaplardan.
Jorge Luis Borges
Jorge Luis Borges
, “Kuşkusuz Woolf’un en yoğun eseri, çağımızın da en olağandışı romanlarından biri.” demiş bu kitap için. Öyleymiş. Üstüne ben de okuduğum en poetik kitaplardan biri diye eklemek isterim. Evet, tüm Virginia kitapları gibi, bilinç akışı, iç konuşmalar, betimlemeler, araya girmeler var. Bu kuşkusuz yorucu bir okuma. Ama Virginia’nın pırıltılı zekasıyla, özgür ruhuyla kaleme aldığı bir mücevher olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Virginia’nın 28 Mart 1941'de, ceplerini taşlarla doldurarak bir köprüden nehre atlamadan önce cebinden çıkarıp kenara bıraktığı bütün mücevherlerini alıp, takıp takıştırmak isterim. Ouse Nehri sana sımsıkı sarılsın kadın. Çok saygıyla..
Orlando
OrlandoVirginia Woolf · İletişim Yayınları · 20211,584 okunma
··
3.620 görüntüleme
Gönül. okurunun profil resmi
Kaleminize sağlık, çok güzel değerlendirmişsiniz🌼 Sevenler de hatırlamış oldu. Orlando ve Deniz Fener'i yeniden okumak için hevesli olduğum kitaplar.
Emel Keleş okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim 🌸Ben de okumadığım kitaplarına sarılmak için bir motivasyon daha aldım. Çok güzelmiş bu. Diğer kitaplarının arkasında kalması ne garip.
Seda okurunun profil resmi
Ellerinize sağlık, yine doyurucu bir değerlendirme olmuş. Söylemlerini olmasa da kalemini sevdiğim bir isim Woolf. Favori kitabım da Mrs.Dalloway, uçları sevdiğimden olsa gerek:))
Emel Keleş okurunun profil resmi
Çok teşekkür ederim Seda. Mrs Dalloway sıradaki kitabı Virginia’nın. Hatta biraz dinledim sesli kitap olarak. Okuyup sevmediğim kitabı olmadı bugüne kadar. Çok kendine has bir kalemi var.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.