Gönderi

(...)Gazeteler verilen ilanlarda “Tatilde Özgürlük: Artık herkes denize girebiliyor” vurgusunda otel “cennetten bir köşe” spotuyla tanıtılır. Yeni kamusallığın asıl önemli bir diğer anlamı da işte burada iktidar aygıtlarının ördüğü denetim zincirinden kurtuluşta oluşturduğu özgürlükte açılır. Müslümanlar da artık tatil yapma özgürlüğüne sahiptir. Müslüman algısında ideal, en üstün güzelliin ve muduluğun karşılığı cennet, ekonomi piyasasına dâhil edilerek metalaştırılır. Bu tür metalaştırma, Marx'ın din afyondur, sloganını hatırlarırcasına o güne kadar mazlüm ve mağdür İslâmi kimliğin, mazlâmiyet ve mağdüriyete uzak bir köşe tatili din şemsiyesi altında meşrûlaştırmasıdır. “Tatilde özgürlük” İslâmi kesim için tatil yapma özgürlüğünü ifade ederken “artık herkes denize girebiliyor” ifadesi de İslâmi kesimin “ötekisi” tarafından kodlanan “gerici” ve “geleneksel” gibi tanımlara karşı direncini, dile getirir. Türkiye'de modernleşmeyi algılama biçiminin, çağı ve Batı'yı “yakalama” şeklinde hem laik hem de İslâmi kesimlerce paylaşılması, tüketim kalıpları konusunda laiklerden farkı kapattırır. “Artık herkes" sözcükleri hem laik olmayan İslâmi kesimin hem de İslâmi kesimin kendi içinde kadınların da denize girebileceklerini anlatır. Bir anlamda bastırılmış ve dışlanmış kimlikler, kendilerine yeni alanlar açarken kamusal alan da yeni bahisleri için çatışma alanı olur. Caprice Hotel, plajı günahla özdeşleştiren geleneksel İslam'ı bir kenara atar ve zevklerin İslamlaştırılmasını sağlar.
Sayfa 415Kitabı okudu
·
299 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.