Millet olarak kuvvetli bir okuryazarlık kültürüne sahip olmadığımız aşikar. Zira ortalık üniversite mezunu olduğu halde kendini ifade edemeyen insanlarla dolu maalesef. Şöyle kendimize dışarıdan bakarak bir öz eleştiri yaparsak, görülen şey modaya uymuş bir okuryazar profiline sahip olduğumuzdur. Yani ne demek bu? Amacın; ne okuduğunu bilmek, anlamak, bilgi sahibi olmak değil de; gösteriş, kitapla bir pozum olsun, sosyal medyada beğenilecek bir cümle paylaşmak olduğunu görebilirsiniz.
Çok tutan bir filmin hemen devamının çekilmesi gibi, vampirli, fantastik, serüven dolu kitapların seri halinde çıkması da, okuma modasına ayak uydurmayanların sanki büyük bir eksikliğiymiş algısı da yaratılmıştır.
Birçoğumuzun hayatında zaman zaman "çok kitap oku" baskısı mutlaka olmuştur. Çok kitap okumak bizi iyi bir okuryazar yapar mı? Bu ve bunun gibi birçok sorunun cevabı, modanın uzağında, geçmişin ilminde yeniden nasıl inşa edeceğimizi ve modern okuma kültürü ile bizim okuma kültürümüzün farklarını anlatan güzel bir kitap.
Çok kitap okuyun baskısı altında kapitalist sistemin "çok kitap satın alın" propagandası yaratılıyor olma ihtimali de mevcuttur. İhtiyacınız olanı değil de popüler olanı alın! Dolayısıyla bu algı bizi; okumanın esas önemli yönü kişiyi inşa etme gerçeğinden uzaklaştırıp okuma şuurunu basitleştirmiştir. Bunu anlatan bir alıntıyı da buraya bırakıyorum:
#170865254
Her şeyden önce bir Müslüman olarak okuryazarlık ve kitap kültürünün Hz. Ebu Bekir döneminde Kur'ân-ı Kerim'in Mushaf haline getirilerek, iki kapak arasına konulmuş 600 sayfalık bir nesne olmadığı, bir kitap şuuru velmiştir. Ve bu vesileyle kitabın değerinin diğer milletlere de bizden geçmiş olduğunu anlıyoruz.
Son olarak yazar kendi tarihimizi, kültürümüzü, maneviyatımızı kısacası Türk milletinin dünyasıyla ünsiyet perçinlemek için okumamız gereken kitaplardan oluşan bir listeye de kitapta yer vermiştir.
Benim de kendi okuma listeme eklediğim bu kitapları faydalanmak isteyeceğini düşündüğüm okurlar için buraya eklemek istedim.
Milli eserler: