Nevres Bey anlatıyor:
"Ben gençliğimde mutaassıp idim, lisan okuyanlara itiraz ederdim. Şeyhim bir gün buyurdu ki: 'Ahmed, bir İngiliz, bir Fransız, bir Rus geldiler. Fâtiha-i Şerîfe'yi kendi lisanlarında okursan Müslüman olacaklar.' buyurdu. Ben de durdum, kaldım."