Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

96 syf.
3/10 puan verdi
·
16 saatte okudu
İçerisinden tek bir tane bile alıntı, altını çizdiğim yer olmayan bir kitaptı. İlk hikayeden sonra sırf bitsin diye okudum, kalın bir kitap olsa direkt bırakırdım zaten ama ince olduğu için devam ettim. Tamamen zaman kaybında ibaretti benim için. Küçükken okuyup tamamen unuttuğum bir kitaptı ama ilk öyküden sonra neden hafızadan sildiğimi çok net anladım. Diyanetin masal kitabını okuyor gibi, sırlar dünyası, kalp gözü, beşinci boyut izliyor gibi hissettim. Karşı olduğum her şey bu kitapta toplanmıştı. Gerçekten o büyük Tolstoy bu mu yani şoku yaşamakla birlikte oldukça da komik geldi hikayeler bana. Tolstoy’un bütün kitapları böyle ise bir daha Tolstoy oku(ya)mayacağıma eminim. Neyse ki dili akıcıydı, bu işkenceden çabuk kurtuldum. Yeterince gömdüysem içeriğinden bahsedeyim. Kitapta 6 farklı öykü var. İlk öykü kitaba da ismini veren bir öykü. Ama hepsinin içeriği anlatmak istediği tamamen aynı. Kitap boyunca dini bir kitap okuyor gibi de hissettim açıkçası. Zaten ilk öykü Tanrı ile ilgili alıntılardan başlıyor. Kitap boyunca da her olumlu şey (sevgi, mutluluk, huzur, iyilik, yardımseverlik, merhamet vb.) her şey Tanrı ile bağlantılı, bütün olumsuz şeyler (acımasızlık, açgözlülük, yalancılık vb.) her şey ise günah, şeytan ile bağlantılı. Bu açıdan da oldukça komik. Gökyüzünden melek insan olarak yeryüzüne iniyor olması ise iyice olayı fantastikleştiriyor. Dini bir masal kitabı gibi açıkçası. Genel olarak kitapta çok çok yoğun bir fakirliği övmek ve bunu tanrıyla bağdaştırmak var ki bu beni hepten kopardı kitaptan. Zaten kitap dini alıntılar ve fakirliği överek başlıyor. Bu kadar fakirlik öven bir yazarın ise zengin ve bolluk içinde yaşıyor olması ise hayli ironik. Kitabın özeti “Zenginlik mutluluk getirmez (Her zenginin fakirlere söylediği gibi), her güzel şey tanrıdan, her kötülük şeytandan, size ne kadar kötülük yapılırsa yapılsın siz buna boyun eğin, şükredin halinize, biri size tokat atarsa siz diğer yanağınızı gösterin, onların halinize acıyıp kalplerinin yumuşamasını bekleyin, zengin olmaya çalışmayın vb.” Tolstoy zengin olup fakirlik övdüğü için eleştirenlere “Tolstoy’un hayatına odaklanmaktan kitapta yazanlara odaklanılmıyor.” diyenler de bulunmakta. Şöyle ki Tolstoy fakir olsa da fakirliği övüp, halinize şükredin, tanrıya güvenin dese yine eleştirirdim ben. Üstüne bunu zenginken yapması ekstra eleştirileri çeker üstüne. Konunun Tolstoy’un zenginliği ile alakası yok aslında sadece eleştirinin artmasına sebep oluyor. O kadar fakirlik övüyorsa kendisi de aynı şekilde yaşasaydı keşke, malını mülkünü dağıtmak zor olmasa gerek. Örneğin
Karl Marx
Karl Marx
da zengindi fakat fakirlik övmüyor aksine işçi haklarını savunuyordu,
Jack London
Jack London
hayatının son yıllarında zengin olmuştu ama malını mülkünü fakirlere dağıtıyordu ve fakirlik övücülüğü yapmıyordu. Tolstoy’unki tamamen iki yüzlülük bana göre.
Max Weber
Max Weber
'in
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu
kitabında da hatta direkt ülkemize bakarsak Din ve Fakirlik kavramları birbiri ile tamamen bağlantılı ve insanları kontrol etmenin en kolay yanıdır. Kitapta iyilik, güzellik, sevgi, merhamet vb. kavramlar anlatılıyor ama bunun için bi Tanrıya ihtiyaç duyuluyorsa zaten içten gelmeden yapılıyor ve sahtedir zaten. Kısaca iyi olmak için bi tanrıya ihtiyaç duymayın lütfen. Bunu kendi aklınız ve mantığınızla yapabilirsiniz zaten, içinizden gelmiyorsa sırf Tanrı için yaparak iki yüzlülük ve sahtekarlığa da gerek yok. Tolstoy severleri gücendirdiysem kusura bakmayın, o sizin düşünceniz bunlar da benim düşüncem. Kesinlikle tavsiye etmeyeceğim, zaman kaybından ibaret bir kitap. Aşırı inançlı bir insanların sevebileceği bir kitap yalnızca. Fakat ben iyi biri olmak için Tanrıya ihtiyaç duymuyorum ve fakirlik övünelecek bir şey değil.
İnsan Neyle Yaşar?
İnsan Neyle Yaşar?Lev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019192,3bin okunma
·
1.503 görüntüleme
Rohat okurunun profil resmi
Son zamanlarında mülkiyetini dağıttığını ve bu yüzden eşiyle sürekli kavga ettiğini en sonunda da evi terkedip bir tren istasyonunda öldüğünü belirten kaynaklar var.. Bu kaynaklardan bir tanesi de kendisinin yazdığı "ve ışık karanlıkta parlıyor"dur. Tolstoy'un edebiyat dışında kitapları (deneme tarzında) da vardır.. o denemelerinde Tolstoy'un Kiliseyi hiç sevmeyen hristiyan bir anarşist olduğunu anlıyoruz. Bu okumaları yaptıktan sonra bakış açınız değişecek diye düşünüyorum:)
Tuğçe okurunun profil resmi
Bunu duymak beni mutlu etti, diğer kitaplarını okumak istiyordum. Gönül rahatlığı ile okuyabilir miyim acaba? Ve ne kadar bu kitaptaki halinden uzaklaşıyor acaba?
11 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Ahmet Arslan okurunun profil resmi
Inancını kaybettigi dönemlerde yazdıklarinda kati bir muhafazarlik yine var Tolstoy' da. Ornegin kadinlarin olabildigince fazla çocuk dogurmalarinin en ahlakli secim oldugunu söyler ve kadinli erkekli balolara gitmemelerini kocalariyla ilgilenmedikleri zamanlar hep çocuklarla ilgilenmelerini evlilikte en doğrusunun bu oldugunu savunur. Varsil ve asil bir ailede dogup da bu denli muhafazakar olmasi ilginç. Ben yaraticiligini betimlemelerini begenirim fakat tam bir yobazdır.
Tuğçe okurunun profil resmi
E daha da soğudum şu an djdkdk daha ne kadar soğuyabilirim derken üstelik
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.