Kısacık bir kitap olmasına rağmen, yoğun bir duygu yüklemesiyle karşılaştım kitapta. Sanki dönemsel bir film seyrediyormuş gibi..
“Sana, beni asla tanımamış olan sana” cümlesiyle sorgulamaya başlıyor insan; Nasıl bir aşk, ya da tutku ki bu, tüm unutuluşlara rağmen saplantılı bir şekilde vazgeçilmiyor!!
Okurken hem R.’ye, hem başroldeki kadına kızmadım desem yalan olur.
Sevilmeyi değil de, sevmeyi tercih eden bir kadın? Ben işin içinden çıkamadım. Sevmek mi sevilmek mi??