Gönderi

Akhilleus, sırtına saplanmadan bir saniye önce duyuyor okun alçak fısıltısını. Başını okun gelişini seyretmek istermiş gibi biraz yana doğru çeviriyor. Gözlerini kapatarak okun sivri ucunun derisini delip geçmesini, kalın kaslarını ayırıp kaburgalarının birbirine geçmiş parmakları arasından yavaşça ilerlemesini hissediyor. Orada, yolun sonunda kalbi var. Nihayet. Yağ gibi koyu renkli ve kaygan kan, kürek kemiklerinin arasından akıyor. Akhilleus, yüzü toprağa çarparken gülümsüyor.
Sayfa 312Kitabı okudu
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.