Gönderi

Çoğu sosyal bilimci, uzun zamandır devam eden insani etkinliklerin evrimsel olarak uyarlanabilir olduğuna, sürekliliğin başka türlü sağlanamayacağına inanma hatasına düşmektedir. Yani, kadın sünneti, kan davası, çocuk cinayeti, hayvanlara işkence, kendini kesme, ayak sıkma, yamyamlık, tecavüz ayini, insan kurban etme, erkekliğe kabul töreni, gebe veya emziren kadınların beslenme düzenlerinin sınırlandırılması, kölelik, yaşlıların öldürülmesi gibi en tuhaf ve faydasız davranışlar bile, büyülenmiş etnologların çalakalem yazılarının ışığında makul hale getirilmiş, hatta idealleştirilmiştir. Ancak bir inanç sisteminin veya bir geleneğin varlığını sürdürmesi, o sistemin uyarlanabilir olduğunu göstermez; yalnızca toplumun çöküşüne yol açmadığını ya da o geleneği uygulayanları henüz öldürmediğini gösterir.
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.