Sait Faik Abasıyanık 'ın 1936 yılında yayımlanan ilk hikaye kitabıdır. Öncelikle kitabın sonunda yer alan Haldun Taner’in yazarla ilgili yazısının bir bölümünü paylaşmak istiyorum. “ Sait Faik, bir konuyu değil, yaşamın bir parçasını işliyordu. Bir tez savunmuyor, bir yaşantıyı yansıtıyordu. İnsan sevgisi dolu, doğa sevgisi dolu bir yüreği vardı. Neye baksa bu sevgi ile ısınıyor, ışıklanıyordu. Biz ancak o el attıktan sonradır ki, en önemsiz görünen insanların ve şeylerin zevkine eriştik. Bir şeytanminaresi, bir karpuz sergisi, bir mangal ve iskemle, bir kameriyeli mezar, bir boya sandığı, bir projektörcü, bir balıkçı, bir garson, bir papaz efendi, Sait onlara bakınca, onları anlatınca birdenbire ilginçlik kazanıyorlardı.” Haldun Taner (s.138) Kitabın başında annesi vefat eden Ali' nin kahır dolu hayatının içinde kaynadığı semaverin, başka bir hikayede bir dosta ‘buraları muhakkak gel gör’ denilerek tembihlendikten sonra, gelip gördüğü, dostunun ölümünden önce çizdigi kendi portresinin, başka bir hikayede de sevginin nakşedildiği bir mendil olmak yerine ölümün nakşedildiği mendilin bir parçası oluveriyorsunuz. Yazarın hayal ve düşünce dünyasından, gözlemlerinden kalemine dökülenler her bir hikayesinde yaşama dair, farketmediğimiz ve kendimizden olan parçalara dönüşmüşler. Hikaye okumayı seviyorsanız Sait Faik'in hikayeleriyle tanışmak lazım diye düşünüyorum. Keyifli okumalar…

SemaverSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 201311,8bin okunma

·

910 görüntüleme

EminEmrah

@YoldaOlan ·

18 Ağustos 2022 12:03

Okuduğumuz yazarlar arasında tek geçerim. İlginç bir anlatımı var. Özellikle birbirimizi hiç farketmediğimiz bu çağda, herkesin kütüphanesinde bir kitabının olması gerek derim.

Beyhan

@Chemist01 ·

18 Ağustos 2022 12:37

Kesinlikle farklı bir gözlem yetenegi ve anlatım şekli var.

2 sonraki yanıtı göster

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.