Gönderi

Öyle günler olur ki yalnızca nefes alıp vermek bile bitkin düşürür seni. Hayata sırtını dönmek daha kolay gelir. Ortadan kaybolma düşüncesi huzur verir. Ben de uzun bir süre güneşin olmadığı bir yerde kaybolmuştum. Çiçeklerin yetişmediği bir yerde. Fakat ara sıra bu karanlıktan sevdiğim bir şeyler çıkar ve beni hayata döndürür. Mesela yıldızlı gökyüzüne bakmak. Eski dostlarla atılan kahkahaların verdiği hafifletici his. Şiirlerimin hayata tutunmasını sağladığını söyleyen bir okuyucu. Hem de ben hayata tutunmak için büyük bir mücadele verirken. Güzel insanlar. Hayat çok zor. Herkes için öyle. Ve yaşamanın iğne büyüklüğündeki bir delikte emeklemek gibi hissettirdiği o anlarda kötü hatıralara tutunma dürtüsüne karşı koymak gerekiyor. Kötü geçen aylara ve yıllara boyun eğmeyi reddetmek gerekiyor. Çünkü gözlerimiz bu dünyanın tadını çıkarmaya aç. Bir sürü turkuaz su var etrafta dalabilelim diye içlerine. Ailelerimiz. İster kanımızdan ister seçtiğimiz aileler olsun fark etmez. Ve bir de yeni insanlara ve yerlere âşık olabilme ihtimali. Aya uzanabileceğimiz kadar yüksek tepeler. Yeni dünyalara uzanan vadiler. Yolculuklar. Yeryüzünün sahipleri olmadığımız fikrini kabullenmenin de çok ama çok önemli olduğunu düşünüyorum. Misafiriz sadece. Ve bir misafir gibi bu bahçenin tadını çıkarmalıyız. Ona nazik davranmalıyız. Böylelikle bizden sonrakiler de deneyimleyebilir onu. Hadi kendi güneşimizi bulalım. Kendi çiçeklerimizi yetiştirelim. Evren bize ışık ve tohumlar bahşetmiş. Bazen duyamayabiliriz ama müzik hiç durmadan devam ediyor. Yalnızca sesini biraz daha açmak gerek. Çünkü ciğerlerimizde nefes olduğu sürece dans etmeye devam etmeliyiz.
Sayfa 250 - Pegasus Yayınları
·
98 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.