Gönderi

6.2.2. Ukrayna'daki Lejyonerler Alman Ordusunca Türkistanlı savaş esirleri arasından seçilerek 1 Aralık 1941'de kurulmuş olan 162. Piyade Tümeni (162. Infantriedivision), 23 Aralık 1941'de Sovyetler Birliği'ne girerek Kalinin“ ve Rjev'de çatışmalara katılmıştır. Muharebeler sonucunda bu tümenden geriye yalnızca az sayıda karargâh birliği personeli kalmıştır. Verilen çok yüksek kayıplar nedeniyle Alman Silahlı Kuyvetleri, Tümenin dağıtılması ve Stettino şehrine gönderilmesi talimatını vermiştir. 18 Mayıs 1942'de ise Alman Kara Kuvvetleri Organizasyon Dairesi İkinci Kısım (Organisationsabteilung II des OKH) tarafından bu birliğin komuta kademesi, Rusya'da bir “Doğu Gönüllüleri Tümeni” kurmakla görevlendirilmiştir. Oskar Ritter von Niedermayer'in komutanlığına getirildiği 162. Piyade Tümeni, Ukrayna'da kurulan lejyon birlikleri açısından çekirdek vazifesi görecektir. Sovyetler Birliği halkları üzerine ciddi bir bilgi birikimine sahip olan Niedermayer, bir asker olmaktan çok akademisyendir. Niedermayer'in askerî alandaki kabiliyet eksikliğine rağmen sosyal bilimler alanındaki tecrübesi nedeniyle Türkistanlılardan kurulacak olan birliğin komutanlığına getirilmiş olduğu anlaşılmaktadır. Niedermayer'in tümeni, 18 Mayıs 1942 tarihli talimatla Kiev ve Poltava arasında kalan bölgede yer alan kamplarda tutulan Türkistanlı savaş esirlerinden seçilen “gönüllüler”den taburlar oluşturmak ve bunların eğitimiyle ilgilenmekle görevlendirilmişti. Türkistanlı savaş esirleri arasından bu tümene zorla asker kaydedilmesi, Alman Ordusu tarafından yasaklanmıştı. Dolayısıyla, Almanlar, Niedermayer'in tümenindeki Türkistanlıların gerçek “gönüllüler" olmasını istemiştir. Almanlar, Türkistan birliklerini kurarken ilk aşamada belki de akıllarındaki öncelikli siyasi amacı gerçekleştirmeyi başarmışlardır: Türkistanlılardan oluşturulan birlikler, Sovyetler Birliği'nin kendi halkları tarafından gerçekleştirilen, sayıları bir anda on binleri bulan, örgütlü bir Bolşevizm karşıtlığı ortaya koyarak Almanların lehine ve Stalin rejimi aleyhine güçlü bir siyasi simge olmuştur. Ancak, diğer taraftan bir de şu gerçek vardır ki, savaş ilerledikçe Almanların kendi insan gücü ve kaynakları, Sovyetler Birliği'ndeki savaşı sürdürmek için yetersiz kalmaya başlamıştır. Alman Ordusu, Doğu Cephesi'nde ağır kayıplar vermeye başlamıştır. Bu da Türkistan tümenlerinin sayısının artırılmasını zorunlu kılmıştır. Lohvitsya'daki Dulagó 127 kodlu Alman savaş esiri kampı Ermeniler için, Romni'dekiDulag 137 kodlu kamp Türkistanlılar için, Priluki'deki Dulag 200 kodlu kamp Azerbaycanlılar için ve Mirgorod'daki Dulag 120 kodlu kamp Kuzey Kafkasyalılar için toplama merkezi olarak hizmet vermiştir. Mirgorod’daki kamp, aynı zamanda lejyonların Kuruluş Karargâhı (Aufstellungsstab) idi. Burada lejyonerlerin eğitimi gerçekleştirilmiş ve Türkistanlılarla iletişimde kilit rol oynayacak çevirmenler için kurslar düzenlenmiştir. Kuruluş Karargâhı, Mayıs 1942 ile Mayıs 1943 arasında geçen bir yıl içinde yirmi beş piyade taburu, iki güçlendirilmiş yarı tabur, yedi inşaat taburu ve üç yedek kuvvet taburu oluşturmuştur.! Ukrayna'daki Doğu lejyonlarının kuruluş merkezi, 1942 güzünde 162. Piyade Tümeninin Kumanda Merkezi olarak tayin edilmiştir. Bu tümenin kuruluşuna ve eğitimine Neuhammer'de devam edilmesine karar verilmiş, bu nedenle tümen personeli bu şehre gönderilmiştir. Tümen, 303. Türkistanlı Piyade Alayı ve 314. Azerbaycanlı Piyade Alayını kapsayacak şekilde örgütlenmiştir. Bu birimde, kural olarak personelin yarısı Almanlardan ve mümkünse Cermen kökenlilerden (Volksdeutsche), yarısı ise Alman olmayan lejyonerlerden oluşuyordu. Ukrayna'daki 162. Piyade Tümeni'nin mevcudu 12 Aralık 1942 itibariyle, toplam otuz beş bin kişiyi bulmuştu. Bundan kısa süre sonra, Alman Kara Kuvvetleri Yüksek Komutanlığı tarafından 15 Aralık 1942 tarihinde Doğu Birlikleri Komutanlığı kurulacak ve Heinz Hellmich, Doğu Birlikleri Generali (General der Osttruppen) olarak atanacaktır. Piyade Generali Friedrich Olbricht’in talimatları, lejyonları “anavatanlarının Bolşevizm'den kurtuluşu ve inançlarının özgürlüğü için mücadele eden gönüllü savaşçılardan oluşan birlikler" olarak tanımlıyordu. Bu talimatlara göre, lejyonların en üst komutanları ve piyade tabur komutanları Alman olacaktı. Alman Kara Kuvvetlerinden gelen talimatlar ise bölük ve takım komuta pozisyonlarının lejyonerlere verilmesini emrediyordu. Ayrıca, komuta pozisyonları lejyonerlere verilirken lejyonerlerin Kızıl Ordu'daki önceki rütbelerine bakılmaksızın onların "karakteristik ve askeri yeterlilikleri ile liyakate" bakılması gerekiyordu. Ne var ki bu talimatlara sadece kısmen uyulmuş ve Türkistanlı lejyon komutanlarının yetkisi düşük kalmıştır.
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.