Gönderi

277 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Öncelikle aşk veya ayrılık acısı çekiyorsanız veya platonik bir sevginin içindeyseniz okumayı ertelemenizi önereceğim kitap. Hele bu dönemi İstanbul’da geçiriyorsanız kesinlikle erteleyin derim. Oğuzcan’ın anlattığı dışarıdaki insan tiplemeleri, mahalle eşrafı, o kalabalıklar, şehrin hınca hınçlığına rağmen hissedilen yalnızlık ve şehre dair hissettiği her menfi şey o kadar İstanbul ki yüz yıl önce çektiğim aşk acısını bile anımsadım yani. Tetikleyebilir. Yeri öptürme özelliği var kısacası, dikkat. İlk olarak kitaptaki hoşlanmadığım detaylardan bahsetmek istiyorum. Muhtemelen en ‘odun’ inceleme olacaktır benimki ama yapacak bir şey yok. Beni rahatsız eden, obsesif bazı cümleler mevcut. Biraz bunlardan bahsetmek istiyorum. #182878177 - Bu sevgi değil, obsesyon. Kıskançlık güzellemelerinin çoğunun dayanağı aşk olarak gösterilse de bu boyuttaki bir kıskançlığı hiç sağlıklı bulmuyorum. Sadece Oğuzcan veya bu kitap adına konuşmuyorum; hem bizim edebiyatımızda hem dünya edebiyatında bu boyuttaki bir kıskançlığın allanıp pullanıp sevgi öğelerinden biri olarak gösterilmesine sık rastlıyorum ve bu rahatsız edici. Tamam, edebi değeri yüksek bir eser ama kaç insan gerçek hayatında bu boyutta kıskançlık içeren bir sevgiyi ister bilmiyorum. (keza bkz. #182930347) #182886708 - Yine bir paylaşamama mevzusu. Bilmiyorum bende mi bir sorun vaaaar, ben mi odunuuuum ama aşırı rahatsız oldum. #182904450 - Sevginin bu boyutu bana anormal geliyor. Çiftler siyam ikizi gibi sürekli birlikte mi olmalı, aşk gerçekten bu mu? Benim tanımımda değil. İki tarafın da özgürlük alanı olmadıktan sonra ne kadar romantize edilirse edilirsin, ne kadar edebi eser olursa olsun, ne kadar güzellenirse güzellensin, ne kadar şairler/yazarlar referans gösterilirse gösterilsin sağlıklı bir birliktelik hayal edemiyorum. #182919185 - Benzer sebepten Cezmi Ersöz’ün ‘Şizofren Aşka Mektup’ kitabını yarım bırakmıştım. Platonik sevginin köpürtülmesi, aşk adı altında öz saygıyı ve öz sevgiyi öldürüyor maalesef. Neden benden kaçan, bana acı çektiren, benden saklanan adama aşık kalmaya devam edeyim yahu? :D Rahmetli Oğuzcan yaşasa “allasen sen bir daha benim kitaplarımı okuma, aşk’ın a’sını da ağzına alma” derdi muhtemelen ama gerçekten, neden Ümit abi? Neden seni sevmeyen, sana acı çektiren insana bağlanırsın bu kadar? Şaşkınım. :D #182920773 - Yukarıdakinin benzeri. Seni sevmeyeni sevmekteki bu ısrar ne yahu, tamam gönül ferman dinlemez de bir süre sonra ne yap ne et dinlesin, bir kere geliyoruz dünyaya, bu kadar ilahlaştırmak n e d e n... Gerçekten güzel bir aşk kitabı, bana çok dokunan, kalbimi sızlatan, yeri gelince gözlerimi dolduran cümleleri oldu ama sevileni veya herhangi bir insanı bu kadar ilahlaştırmak sağlıklı değil. Bunu benden önce bilim söylüyor zaten. Eleştirdiğim, kitap veya Oğuzcan değil; zaten öyle olsaydı 7 puan vermezdim ki kitabı genel olarak beğendim, en fazla alıntı paylaştığım kitaplardan biri oldu hatta. Sadece kitaplarda, dizilerde, filmlerde sıkça rastladığımız ama normalize edilemeyecek durumlara değinmek istedim. Obsesyon sevgi değildir. Bir insanı ilahlaştırmak, bütün yaşamı bir insanı merkeze alarak kurmak sağlıklı değildir. Aşırı dozda kıskançlık normal değildir, sevgiyle ilintili hiç değildir. Çok fazla sevdiğim alıntı var lakin en sevdiğimi bırakarak incelememi sona erdiriyorum: #182937060 Şiirler de ayrıca güzeldi. Bazılarını tekrar tekrar okudum. Okunacaklar listenizdeyse ve duygusal olarak uygun olmayan bir döneminizde değilseniz okuyun derim. Sevgiler-
Aşka Dair Nesirler
Aşka Dair NesirlerÜmit Yaşar Oğuzcan · Everest Yayınları · 20217,1bin okunma
·
165 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.