Yıllardır merak duyduğum, okumak için fırsat kollayıp bir türlü yollarımızın kesişemediği bu kitabı tesadüf içinde karşıma çıkınca okumaya başladım ve 24 saat içinde kitabı bitirmiş buldum kendimi. Oldukça sürükleyici, anlatımı sade ve bolca mesaj içeren bir kitap olduğunu düşünüyorum. Alışılagelmişin aksine ailesinden gördüğü mesleği yürütmek ya da ailesinin ona uygun gördüğü güvenli, sade bir yaşamı kabullenmek, yaşamak, yaşlanmak, belki de huzurlu sakin bir hayat sonucu ölmek yerine dünyayı gezmek görmek isteyen Santiago'nun hikâyesini okuyoruz kitapta. Kendisi her ne kadar okumuş, bir seviyeye kadar kendini yetiştirmiş bir insan dahi olsa belki de eğitim görmediği için çoban olup hayatını geçindiren insanlardan birisi olmayı seçiyor. Çünkü yanlızca çobanlar gezer diyor babası. Bu da bana cesur bir karakter olduğunu hissettiriyor. Herkes kolay kolay güvenli alanını bırakmaz çünkü. Daha sonrasında bu kişinin uzun bir zaman diliminde hayatının belirli anlarına tanık oluyoruz. Rüyasının peşine düşmesini, belki de sadece bir rüya olan soyut bir fikrin uğruna yaptığı fedakarlıkları, bu kararları verirken onu nelerin ikna ettiğini, motivasyonunu okuyoruz. Bana kalırsa herkesin bir yaşam amacı olduğunu ve bunun peşinden koşması gerektiğini anlatıyor kitap. Ama herkes bu amacının farkında değil, belki de hiç olmadan ölüp gidecek. Santiago amacını bulmuş ve uğruna çok fazla şey yapmaya hazır bir karakter. Elbette ki en başından beri değil, tanıdığı insanların her birinin onda bıraktığı bir etki, bir bakış açısı var. Onunla beraber bizler de tanıyoruz bu kişileri. İnsanı biraz düşünmeye itiyor bu süreç. Genel olarak oldukça beğendiğimi söylemeliyim bu kitabı. Sonunda sadece ufak bir hayal kırıklığına uğratan bir kısımla karşılaştım. Sanırım bunca edebi ve felsefi sohbetlerin ardından beklediğim hazine tam olarak bu değildi. Yine de şiddetle tavsiye ediyorum.

SimyacıPaulo Coelho · Can Yayınları · 2023208,6bin okunma

·

95 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Rumeysa Yonar