Gönderi

(…) Ksilofon, kullanılan müziklerin tümünde yer alır, melodiyi çalmadığı durumlarda ise bir süsleme aracı olarak davranır. Biraz verdiği ses tonundan, biraz da kayıttan olsa gerek, ksilofonun uğultusu bütün müziği bastırır. Batı sinemasının film müziklerinde ksilofonun bu tarz kullanılması, filmdeki sahnede rüya etkisi sağlamak içindir. Bu açıdan melo müzikleri, duyguları müzikle betimleyip seyircide duygusal boşalımlar oluşturmaya çalışırken, bir yandan da seyirciye rüyadaymış hissini vermek suretiyle bu duygusal birikimlerin şiddetini azaltmaktadır (Bu özellik arabesk filmlerde yoktur. Müzik acıların altını çizer fakat böyle bir yatıştırma görevini üstlenmez). Simbal ve vurmalı çalgılar da melodram filmlerinin müziklerinde önemli rol oynar. Olaylar karşısında oyuncunun büyük bir şok içerisinde olduğu vurgulanmaya çalışılır. Melo müziklerin çalınışları, o andaki konuya ve görüntüye bağlı olarak değişmektedir. Neşeli ve mutlu anlar normal tempoyla çalınırken, acılı anlarda tempo ağırlaştırılır. Aynı şekilde, kadın karakter yalnız başına bir mekânda oturur, sevgilisini düşünürken (daha doğrusu ona âşık olduğunu anlarken), ksilofon solo olarak melodiyi yavaş bir tempoyla çalar.
Sayfa 102Kitabı okudu
·
280 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.