Yazıyı paylaştığın ilk saat okumuş, bilgisayardan açıp tekrar okumaya niyetlenmiştim. Şimdi şarkıyla birlikte dinleyip okurken, ruh halim değişti, müzik çok etkileyici, okuduklarım ise sıradan. Sıradanlığını ise hayattan ve defalarca yaşanmış olmasından alıyor. Kaç insanın hayal kırıklıkları aynı yerdendir? ''Hayata sıfırdan başladım, tırnaklarımla tutunduğum her şeyde tırnaklarımı bıraktım.'' Her evde, her şehirde, her ilişkide, her işte, her yeni oluşumda aynı umutlar, benzer kırıklıklar. Şarkıda da diyor ya hani, ''Seven bahtiyar olmaz.'' ya da ''Kışa çevirme yazımı.'' Yazın kaderi kış mıdır? Sanıyorum ellerinde feneri olanlar, Tehmine'ye düştüğü kuyuda bir ışık tutmamış, ayın da önüne geçmişler, okumadığım için bilmiyorum ama belki de o kuyuya onlar itmişler.
Romanlarda aldatan kadının amel defterini kapatanlar, erkekler için evli, kayıtsız, çocuklu sonlar çiziyor, arada Youtube'dan şarkı açtırıp, ''İçeride 12 yıllık karım, 2 çocuğumla ilgilenirken, ben Youtube'da unutamadığım eski sevgilimi düşünürken bu şarkıyı dinliyorum.'' türünden yorumlar yaptırıyor. Ölümü en çok kadınlar hak ediyorken, erkekler unutamadıkları değil, konforlu hayatları içinde arada zahmet edip hatırladıkları eski aşklarını anıyor. Neyse ki hayat kimseyi ıskalamayan bir namlu tutuyor. Bence çok iyi bir incelemeydi. Eline sağlık.