Gönderi

Madem hakîkat budur. Ve madem her güzel, güzelliğini sever ve elinden geldiği kadar muhâfaza etmek ister. Ve bozulmasını istemez. Ve madem güzellik bir ni‘mettir. Ni‘mete şükredilse, ma‘nen ziyâdeleşir. Şükredilmezse değişir, çirkinleşir. Elbette aklı varsa, hüsün ve cemâlini günahları kazanmak ve kazandırmak ve çirkin ve zehirli yapmak; ve o ni‘meti küfrân ile medâr-ı azâb bir sûrete çevirmekten bütün kuvvetiyle kaçacak. Ve o fânî beş on senelik cemâli bâkîleştirmek için, meşrû‘ bir tarzda isti‘mâl ile o ni‘mete şükredecek. Yoksa ihtiyârlıkta uzun zaman istiskāle ma‘rûz kalıp me’yûsâne ağlayacak. Eğer terbiye-i İslâmiye dâiresinde âdâb-ı Kur’âniye zînetiyle o cemâl güzelleştirilse, o fânî hüsün ma‘nen bâkî kalacağı; ve cennette hûrilerin cemâlinden daha şirin ve parlak bir tarzda kendine verileceği hadîste kat‘iyetle sâbittir. Eğer o güzelin zerre mikdar aklı varsa, bu güzel ve parlak ve ebedî neticeyi elinden kaçırmayacak.
Sayfa 14 - Hayrât Neşriyat, 2019.Kitabı okudu
·
107 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.