Madalyonun İçi
Bir oda ... Dört duvar arasında, belki de kendi kendine bile söylenmemiş sırlar... Bir çok insan...Uzun sesissizlikler... Bir çok farklı ses tonu.... Ağlarken kısılan; gülerken coşkuyla , boğazı düğümlendiren olayları anlatırken kesik kesik çıkan sesler... O ses tonu sayısı kadar da "insanlık halleri" yani yaşanmışlıklar... Kitabı bitirdikten sonra aklıma ilk gelen şey kitaptaki karakterler olmadı aslında . Ben en çok psikiyatrist ve psikologları düşündüm. Psikoloji alanına olan ilgim bir kez daha arttı bu kitaptan sonra. Biz okurken bile dayanamazken ... Gerçek hayattan alınmış bu yaşamları,bu olayları nasıl taşıyorlar omuzlarında ? Sayısız kez ameliyata girmiş bir doktor edasıyla duyduklarına alışıp taş mı kesiliyorlar acaba? İşin içine duygularını katsalar içinden çıkılmaz bir hal alırdı aslında... Peki ya o odaya gelen her bir danışan... Sahi gerçekten yaşıyorlar mıydı? Yoksa sadece nefes mi alıyorlardı? Onlar bu ağır yüklerin altından nasıl kalkıyorlardı ? Ve bu hikayelerin maalesef sadece "hikaye" olmaması... Bunları yaşayan insanların gerçekten "var olmuş" olması.... Hatta günümüzde benzer olayların ,belki daha da hayret verici şeylerin yaşanmış ve yaşanıyor olması... Rezzan,Safiye ,Gülben,Neriman,Garip,Yaşar Bey,Yiğit,Şule ,Halim ... Ve daha bir o kadar farklı karakter .Bir o kadar farklı dünya... Ama herkesten bir şey buluyor insan kendine . Ya da birçok şey öğreniyorsunuz hayat hikayelerinden. "Cık cık cık" sesleriyle okuduğumuz veya duyduğumuz olaylar... Ahlak bekçisi kesilerek yargıladığımız insanlar ve onların sırf bizimkine benzemiyor diye tuhaf bulduğumuz hayatları... Her olayda bir açık ve suçlu arayışlarımız... Kitabı okuduktan sonra ön yargıları yıkarak, artık olaylara farklı bakış açılarıyla bakacağınızı temin edebilirim sadece...Birini yargılamadan önce altında yatan sebepleri düşünmeli iki kere...Kesinlikle okunması gerekenler listenize, eklemeniz dileğiyle . . 
Gülseren Budayıcıoğlu 
Madalyonun İçi
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.