Bugün Fransız Edebiyatından Gustave FLAUBERT'in Saf Bir Yürek (Un Coeur Simple) adlı eserini yorumlayacağım.
Kitabın arka kapağında yer alan, ön sözün de bir kısmını oluşturan yazı karşılar bizi:
"Saf Bir Yürek öyküsü sıradan bir yaşamın, bağlandığına coşkundan uzak bir biçimde bağlanan, taze ekmek gibi yumuşak, dindar ve yoksul bir köylü kadının öyküsüdür."
Bu öyküde, dul ve iki çocuklu Bayan Aubain'in yanında hizmetçi olarak çalışan Félicité'nin hikayesine tanıklık edeceksiniz; evvela biricik aşkı Théodore'yi, askere alınmamak için zengin ve yaşlı bir kadınla evlenince kaybeder, sonra yeğenini ve hanımının çocuklarını, daha sonra baktığı bir yaşlıyı ve nihayetinde de çok sevdiği papağanını kaybeder.
Saf yüreği ile herkesi sever ve sevdiklerini de birer birer kaybeder. Bilhassa papağanını çok sever Félicité ve onu Kutsal Ruh ile bağdaştırır.
Gustave FLAUBERT, bu acıklı hikaye ile bizleri ağlatmayı planladığını söyler ama ne yazık ki ben o duygusal yönü pek hissedemedim. Belki de bu, yazarın üslubundan kaynaklıdır ama sadece Félicité'nin o saf yüreğini hissedebildim.
Toparlamak gerekirse, güzel bir öykü okumak isteyenler, Saf Bir Yürek isimli bu eseri okuyabilirler. İnce bir kitap da olduğu için bir çırpıda bitirebilirsiniz.