Gönderi

Şiirlerinizin iyi olup olmadığını soruyorsunuz. Bana yöneltiyorsunuz bu soruyu. Daha önce de başka­larına yönelttiniz. Dergilere yolluyorsunuz şiirlerinizi. Onları başka şiirlerle karşılaştırıyorsunuz ve ki­mi dergilerin yazı işleri kurullarının şiirlerinizi geri çevirmeleri sizi tedirgin ediyor. Mademki bir öğüt için başvurdunuz bana , size bu tür girişimlerden tü­müyle el çekmenizi salık vereceğim. Gözlerinizi dı­şarlara çevirmişsiniz; ama işte en başta vazgeçmeniz gereken şey. Kimse akıl veremez, yardım elini uzata­maz size, hiç kimse. Tek çıkar yol, gözlerinizi kendi içinize çevirmenizdir. Size yazmanızı buyuran nede­ni araştırıp ele geçirmeye bakınız. Yüreğinizin ta en dip köşesinde kök salıp salmadığını araştırınız bu ne­denin. Yazmanız diyelim ki yasaklandı, ölür müydü­nüz o zaman ya da yaşar mıydınız eskisi gibi, bunu açıklayın kendi kendinize. Özellikle şunu yapın: Ge­celerinizin en sesiz saatinde kendinize şu soruyu yö­neltin: İlle de yazmam gerekiyor mu? Deşin içinizi, diplere inin, derinlerden bir yanıt ele geçirmeye çalı­şın. Ve bu yanıt onaylayıcı nitelik taşıyorsa, sorduğu­nuz sorunun karşısına "Evet, yazmam gerekiyor" gibi güçlü ve yalın bir yanıtla çıkabiliyorsanız, o zaman bu zorunluğa göre kurun yaşamınızı; en sudan, en de­ğersiz saatine varıncaya dek yaşamınızı bu içsel dürtünün simgesi ve kanıtı yapın. O zaman yeryüzünde­ ki ilk insan sizmişsiniz gibi, gördüğünüz ve yaşadığı­nız, sevdiğiniz ve yitirdiğiniz ne varsa dile getirmeye çalışın. Aşk şiirleri yazmaya özenmeyin, herkesin pek aşinası bulunduğu, pek alışılmış biçimlerden ka­çın, hepsinden zordur bunlar çünkü, geçmişten eli yü­zü düzgün , hatta kimisi nefis yığınla şiirin elde bu­lunduğu bir alanda özgün eserler yaratabilmek bü­yük bir gücü, olgun bir beceriyi gerektirir. Dolayısıy­la, genel temalardan kurtulup kendi günlük yaşamı­nızın temalarına sığınınız; hüzünlerinizi, isteklerinizi, geçici düşüncelerinizi, herhangi bir güzelliğe kar­şı duyduğunuz inancı anlatın; içten, çığırtkahlıktan uzak, alçakgönüllü bir yüreklilikle anlatın bütün bunları; ruhunuzdakileri dışa vurabilmek için çevreniz­ deki nesnelerden, düşlerinizdeki imgelerden, anım­ samalarınızdaki görüntülerden yararlanın. Günlük yaşamınız size yoksul görünüyorsa suçlamayın onu; kendi kendinizi suçlama konusu yapın, günlük yaşa­mın zenginliklerini sahneye davet edebilecek kadar şair sayılamayacağınızı söyleyin kendinize; çünkü ya­ratıcı kişiler için yoksulluk diye bir şeyin, yoksul ve üzerinde durulmaya değmez diye bir şeyin sözü edile­mez
Sayfa 11 - Aralık yayınları çev. Kâmuran Şipal
·
30 görüntüleme
fuckinglonely okurunun profil resmi
Şu alıntıyı iki saniyede okuyup anlayıp beğenen insanlar kadar zeka seviyem olsa yeter ya
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.