Elena Ferrante, tartışmasız herkesin okumasını istediğim yazarlardan biri. "Napoli Romanları"na hâlâ noktayı koymamışken araya aldığım kitaplardan oldu Karanlık Kız. İngiliz edebiyatı öğretmeni Leda isminde orta yaşlı bir kadının, yaz tatili için İtalya'nın güneyinde bir kıyı kasabasına gelmesiyle hikayemiz başlıyor. Günlerini sakin bir şekilde geçiren Leda'nın bu huzuru, bir gün kumsalda gördüğü bir aile tarafından bozulur. Bunun başlangıcı da bir oyuncak bebek ile gerçekleşir. Bir oyuncak bebek ile beraber Leda'nın içinde sonu gelmeyen bir sorgulama başlar. Uzun zamandır bastırdığı duygular gün yüzüne çıkıp karşısına gelir. Geçmişte Leda'nın, bir kadın olarak gerçekleştirmek istedikleri ile aile kurumunda bir anne ve eş olmasının gerektirdiği sorumluluklar arasında tek başına kalması. Kısacık bir romanda bu kadar sade bir anlatımla böyle vurucu tespitler yaparak okucuyu da karakterle beraber sorgulatmasına aşığım resmen. Leda'nın geçmişe gittiği sayfalarda bende onunla beraber gittim. Leda'ya tutkuları için yaptıklarından dolayı yer yer kızdım, yer yer de üzüldüm. Geleneklerin dünyanın her yerinde değişmeyen bir olgu olduğunu bir kez daha anladım. Kitabın içine girip yalnız olmadığını hissettirmek istedim. Okuyucuda böyle ikili duyguları yaşatmak konusunda da çok iyi. Okumaya kıyamadığım ama dilini de özlediğim bu yazarın benim için bir sonraki kitabı ne olacak bakalım.

Karanlık KızElena Ferrante · Everest Yayınları · 2021591 okunma

·

114 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Asu