"Manik depresif (Bipolar Bozukluk) teşhisiyle defalarca o kliniklerde kalır ve oradan öyle kolayca çıkılmadığını hayat ona gösterir. Kaç kere aldığını sayamadığı elektroşokları Leyla Erbil'e yazdığı mektubunda giyotine benzetir. Ölüme koşa koşa gittiği gibi yaşamı da kucaklar Tezer Özlü, bu iki zıt kavramı birbirinden hiç ayırmaz. Çocukluğun Soğuk Geceleri romanında birkaç sayfa evvel intihar girişiminden bahsederek, birkaç sayfa sonra Şişli'de kaldırıldığı hastanede hemşirenin annesine "Acaba kendini balkondan atar mı?" diye sormasını garipser. "Hayır. Balkondan filan atlamam. Aksine yaşamı çok seviyorum. Yüzlerce yıl yaşamak istiyorum." diye geçirir içinden. Manik, yani çok mutlu, coşkulu zamanlarıyla; depresif, yani mutsuz, intihar eğilimli zamanlarının karışımı Tezer Özlü'ye hayat ve ölümün ayrılmaz beraberliğini hissettirir. "Yaşam mutlak tutkularla dolu. Yaşamı sevmekle birlikte ölüme alışmak da büyüyor, gelişiyor. Güzellikler kazanıyor. Bu sevgiyi nasıl rahatlıkla uğurlarsam, yaşamı da o denli rahat, o denli güzel uğurlamalı. Sevgilerimi doyumla devretmeliyim. Esintilerin yumuşaklığı, Akdeniz yağmurunun yoğunluğu gibi..." diyerek yaşamı da ölümüde birbirinden ayırmadığını anlatır. Hislerini bu denli yoğun yaşayan, yaşamı uğurlarken sevgilerini doyumla devretmeyi arzulayan bir insan için aşk da vazgeçilmezleri arasında yerini alır. Türk edebiyatının, cinselliği en çıplak, en arı biçimde anlatabilen kadın yazarlarının başında gelir. İlk cinsel birlikteliğini, eşleriyle yaşadıklarını, aldatmalarını, aldanmalarını kendiyle konuşur gibi yazar. Okuyucusundan kendisini saklamaz, aksine bir cam gibi, açık ve nettir; bu sebeple. Tezer Özlü'yü okumak, Tezer Özlü'yü birçok yazara göre daha iyi tanımaktır." Kafka Okur Dergisi Yayınları - Dünyanın Kıyısından Sarkan Yazar: Tezer Özlü - Yazan: Cansu Tok