Gönderi

Nerede bir ahlâk buhranı varsa orada bir millî iman ve bir millî ideal buhranı vardır. Neye inanacaklarını şaşırmış nesiller, hayatın illetini de, gayesini de, yine hayatın içinde aramaktan ve gününü gün etmeye çalışarak yalnız kendi keyifleri için yaşamaktan başka bir varlık felsefesine inanmaz olurlar. O memleketlerde ispirto, su gibi içilir; zina, bütün zekâ ve estetik zevklerini bastıran hâkim ve üstün bir heyecan kışkırtıcısı haline gelir; kumar, her zengin evinde yeşil çuhasıyla postu serer; kadınlar arasında elmas ve süs yarışı alabildiğine kızışır, müthiş kıtlık günlerinde- bile!- eğlence yerleri dolup taşar; iltimas, rüşvet, hırsızlık, suiistimal resmi ve hususî hayatta- argoyu mazur görünüz- gırla gider. Böyle milletlere ideal veriniz, ideal! ... İdealden muradım, bir milletin cihan davasındaki iş bölümünde hakiki rolünü ve cephesini hissederek şahlanmış bir kudret iradesiyle tek hedefe doğru bütün enerjilerini birleştirmesi, yekpâre ve yekvücud olmaya doğru hamle etmesidir. Refah millî bir ideal değildir. Bundan apartman yapmak ve çalmak hırsı doğar. Bilâkis millî ideal için refahın feda edilmesi lâzımdır. Tasvir-i Efkâr, 15 Temmuz 1942 Eğitim –Gençlik – Üniversite / Peyami Safa
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.