Gönderi

...bu mesaj hepimizin bir dolap beygiri gibi aynı çemberin içinde dolanıp durduğumuzu anlatıyor. Dolap beygirinin en büyük şansı gözlerinin bağlı olmasıdır. Böylece hayvancağız aynı çember içinde dolanıp durduğunun farkın da olmaz. Aslına bakarsan, bizim gözlerimizde de tıpkı dolap beygirindeki gibi bir bağ vardır. Bu bağ, çocukluğumuzun. aldığımız eğitimin, meslek edinmemizin, para kazanmamızın, âşık olmamızın, kendimizi başkalarına kabul ettirmemizin, başarılarımızın, başarısızlıklarımızın, sevinçlerimizin, hüzünlerimizin, her gün boğuşmak durumunda kaldığımız daha binlerce zorluğun görünmez, incecik zarlarından oluşur. Daha çocukluğumuzdan itibaren, biz farkına varmadan bu zarlar üst üste gelir, gözlerimizi kapatır, yaşamın bir kısır döngü olduğu gerçeğini görmemizi engeller. Böylece tanıştığımız her insanın, karşılaştığımız olayın, yaşadığımız her günün birbirinden farklı olduğunu düşünmeye başlarız. Ama ne yazık ki bizim aklımız, dolap beygirininkinden daha fazla gelişmiştir. İlişkiler ne kadar karmaşık, insanlar ne kadar farklı, olaylar ne kadar renkli, ne kadar hızlı, ne kadar değişken olursa olsun, bir noktada, gerçeği; yani yaşamın hepimizi aynı konumda oynamaya koşullandırdığını, dolap beygirlerinden farklı olmadığımızı anlarız. Herkes anlar demiyorum, şu dünyada o kadar çok mutlu salak var ki, belki onlar anlamaz. Ne yazık ki senin benim gibilerin bunu anlaması kaçınılmazdır. Anlayınca da ya boş veririzki bence en iyi çözüm budur ya da dert ediniriz. Dert edinenler arasında kimileri bu yazgıyı değiştirmeye çalışır. Ama kendi halinden memnun yaşayan bu salaklar çağında, değişikliği gerçekleştirmek çok zordur. Değişimin bedeli sanıldığından daha ağırdır. Bizim Alman yarışçı gibi insan canından bile olabilir."
Sayfa 48 - Everest yayınları Tufan AbiKitabı okudu
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.