Gönderi

Arzu, varlığın zemini ile birleşmek ve insanlıkla doğa arasındaki ayrımın kalkmasını ister. Gururlu Ego, kendini varlığın zemini yaparak bu problemin bir "sözde çözümünü" gerçekleştirir. Ego hem benliğin nesnesi hem de nesne olarak benlik olur. Ancak arzu aynı zamanda, Öteki'nin arzusu içindir. Narsizmde Ego arzusu arzulanan o Öteki olur. Benlik Ego'yu ideal bir varlık formu olarak sever, daha sonra kendini Ego ile özdeşleştirip Ego gibi Egosal ve gururlu olur. Dolayısıyla arzu benliğin sınırları içinde tutulur ve ayrılma ile farklılaşma yadsınır. Bu yadsımanın bedeli bütünsel varlıklar olarak gerçek ötekilerin dışlanmalarıdır ve ötekilerin görüşlerinin kabul edilmesi yokoluş olur. Burada yokolma nefret edilen, itilen ve varlık düzeyinden aşağı indirilen Öteki ile yeniden birleşme anlamına geldiği için yaşanan deneyim felaket doğurur. Gerçekten de kuşku yokluğa eşittir ve ölümle denk görülür. Bu bize bazı görüşlerin kararlılığını ve insanların fikirlerini niçin zor değiştirdiğini anlamada yardımcı olabilir. Söz konusu olan görüşler değil, kişinin varlığıdır aslında. Yokluğun dehşetine karşı bir savunma olarak güç kazanan Ego kendi yoluna gider; özellikle de birlikte gidecek başka Egolar bulursa. Kendi yalnızlığının baskısı kesinliğin topluca kabul edilmesi ve kötü Öteki'nin topluca reddedilmesi ile biraz olsun rahatlatılır. Dışlanan gerçek ötekiler ise aşağı ırklar olurlar.
Sayfa 172 - Ayrıntı Yayınları
·
39 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.