Gönderi

Bu bölümde dişil, feminist yönetmeni mercek altına almamız için çok güçlü siyasal ve teorik sebepler bulunduğunu ileri sürdüm. Her ne kadar film teorilerindeki (auteur teorisinde 'deha olarak sanatçı' ve postyapısalcılıkta 'öznenin ölümü' gibi) örtük anti-feminist önermeler karşısında taviz vermeyen duruşumu muhafaza etsem de, yö­netmeni kendi filmlerinde yer alan cinsel temsillere dair hesap verebilir varsayarak, auteur ekolünün görüşünü benimsemiş; yönetmenliği öznellik ekseninde kavramaya çalışarak da, postyapısalcı film teorisinin fikirlerinden faydalanmış oldum. Göstergebilim ve psikanalizin film teorisinde kullanılmaya baş­lanmasıyla, ilgi sinemasal yaratıcıdan film metnine ve seyirciye kaymıştır. Sinemasal yaratıcılığı, söylem ve sözceleme gibi göstergebilimsel ya da arzu ve fantazmatik gibi psikanalitik terimler çerçevesinde yeniden ele alma çabaları, her seferinde benim dişil yaratıcı bir yönetmen sesi arayışımdaki kadar başarılı bir şekilde sonuçlanmamıştır. Bundan dolayı, yönetmenin kendi filmlerindeki tezahürlerini daha sistematik bir şekilde çözümleyebilmek için, filmsel anlatıya dair bilişsel bir modeli de göz önünde bulundurmak şart gibidir.
·
51 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.