Gönderi

Ferhat, Ermeni melikesi Şirin'e âşık bir mimardır. Şirin aşkının ispatı için ondan bir istekte bulunur. Buna göre Ferhat, şehrin dışındaki bir pınardan saraya uzanan bir kanal yapacaktır. Ancak kanalın geçeceği yerde Bîsütûn Dağı vardır. Bu dağın içi tamamen kayadır. Ferhat külüngünü alıp işe koyulur. Uzun meşakkatlerden sonra dağı delme işleminin sonuna erişir. Bu senede sarayda da birçok maceralar yaşanmaktadır. Nihayet Şirin'in öteki aşığı olan Hüsrev'in dadısı gelip ona, "Oğlum, sen burada uğraşıyorsun ama Şirin öldü." der. Ferhat nir ah çekip olanca gücüyle külüngünü başına indirir ve ölür. Divan şiirinde Ferhat, sevgilisine kavuşmak için zorlu, gerçekleşmesi güç işleri göze alan âşığı sembolize eder. Daha çok Bîsütûn, külüng, Şirin ve Hüsrev gibi isimlerle tenasüp ve telmih sanatları içinde ele alınır. Üzerinde durduğumuz beyitte Ferhat'ın vücudu (varlığı) kendisine engel olarak gösterilmektedir. Bunun sebebi Ferhat'ın kendini düşünmesi ve aşkını ön planda tutması, sonuçta dağı delmek üzereyken canına kıymasıdır. Oysa aşk işinde sevgili, sevenden; canan, candan önce gelir. Şirin gerçekten ölmüş dahi olsa Ferhat'ın dağı delme işini bitirmesi gerekirdi. Zira sevgilinin isteği yerine getirilmeden âşıklık iddiasında bulunmak abestir. Ferhat Şirin'in ölüm haberini alınca kendi canına kıymakla aşkının benliğinden kaynaklandığını göstermiş oluyor. Oysa Şirin'i gördüğü andan itibaren kendisini zaten yok bilmesi, egosunu sevgilide eritmesi gerekirdi. Nitekim Leyla çölde Mecnun'u bulduğunda ona kendisinin Leyla olduğunu söyler O ise: "Ger ben ben isem nesin sen ey yar V'er sen sen isen neyim men-i zâr" diyerek onu tanımaz. Gerçekte ise Mecnun, kendisini Leyla'da yok etmiş ve Leyla ile yek-vücut olmuştur. Bir gün birinin çıkıp da "Ben Leyla'yım" demesi, ikilik iddiasıdır. Oysa Mecnun Leyla'yı içinde bilerek bu ikilikten çok çok önceleri kurtulmuştur.
Sayfa 74 - Kapı Yayınları - 12. BaskıKitabı okudu
·
44 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.