Açıkçası kitabı ilk okumaya başladığımda biraz adapte olmakta zorlandım. Çünkü içerisinde argo kelimeler çok içeriyor (sigaraya kanser uyuşturucu katılmış süte bıçaklı süt gibi) sanki kendi jargonlarını oluşturmuşlardı. Kitabın biraz içeriğinden bahsetmek istiyorum kitabımızın kahramanı Alex gündüzleri okula giden geceleri ise çetesi ile kendisinin deyimiyle kardeşleri ile birlikte aklınıza gelebilecek her türlü kötülüğü (hırsızlık gasp adam yaralama tecavüz ) ve yasadışı işleri yapan, adeta suç makineleridir. Alex işlediği bir cinayet yüzünden hapse girer. O dönemde devlet suçluları topluma kazandırmak için deneysel bir yöntem bulduklarını ve bu deneyin ilk kobayı olarak da Alex'i seçerler. "Seçme hakkına sahip olmayan kişi kişiliğini yitirmiş demektir." (kitaptan alıntı) Ludovico deneysel yöntemi sonucunda Alex tıpkı alıntıdaki gibi seçme hakkı tanınmadan iyilik yapmaya şartlandırılan otomatik bir portakala dönüşür. Alex'in ağzından hikayesini dinlemek çok güzel ve etkileyiciydi. Benim en çok sevdiğim kısımlardan biri ise Alex'in klasik müziğe olan hayranlıydı Beethoven ve Mozart dinlerken o an hissettiği duygularını okurken size çok güzel aktarıyor. Okumanıza tavsiye ederim kitapla kalın.

Otomatik PortakalAnthony Burgess · İş Bankası Kültür Yayınları · 202393,2bin okunma

·

95 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Leylim Leylim